ölüm noktasına

ölüm noktasına teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
ölüm noktasına to the point of death

ölüm noktasına terimi için benzer kelimeler ve anlamları
ruhum ölüm noktasına kadar kederle boğulmuş durumda. my soul is overwhelmed with sorrow to the point of death.
ölüm ve ölüm death and dying
beş yaş altı ölüm oranı ve anne ölüm oranı under-five mortality rate and maternal mortality
durma noktasına ground to a halt
noktasına doğru straight to the point
durma noktasına gelmek come to a standstill
dönüm noktasına ulaşmak reach a milestone
durma noktasına getirmek bring to a standstill
durma noktasına getirildi brought to a halt
bir dönüm noktasına ulaştı reached a milestone
durma noktasına geldi came to a standstill
durma noktasına to a standstill
kırılma noktasına gerilmiş stretched to breaking point
durma noktasına geliyor comes to a halt
durma noktasına getirildi brought to a standstill
doğru başlangıç noktasına gelmek get off to the right start
durma noktasına geldi has ground to a halt
başlangıç noktasından varış noktasına from origin to destination
dönüm noktasına ulaşmak reach a turning point
durma noktasına geldi has come to a standstill
durma noktasına gelmiş skidded to a stop
varış noktasına varış arrival at destination
önemli bir dönüm noktasına ulaştı reached an important milestone
aniden durma noktasına geldi came to an abrupt halt
kaynama noktasına ulaştı reached boiling point
dönüm noktasına ulaştı reached milestone
bu dönüm noktasına ulaşmak reach this milestone
bir dönüm noktasına ulaştı reached a turning point
a noktasından b noktasına from point a to point b
bir dönüm noktasına ulaştı reaches a milestone
kırılma noktasına ulaşmak reach a breaking point
durma noktasına geliyor comes to a standstill
durma noktasına yakın near standstill
kalite ve varış noktasına göre toplam su deşarjı total water discharge by quality and destination
varış noktasına nakliye freight to destination
ülkeyi durma noktasına getirdi brought the country to a standstill
gözyaşı noktasına to the point of tears
bir dönüm noktasına ulaşıldı a milestone was reached
çıkış noktasına ulaşmak reach the exit point
dönüm noktasına ulaştı reaches milestone
dönüm noktasına ulaşıldı milestone was reached
durma noktasına yakın near halt
bir devrilme noktasına ulaşmak reach a tipping point
tam bir durma noktasına geldi has come to a complete stop
kaynama noktasına ulaşmak reach boiling point
kırılma noktasına ulaştı reached a breaking point
reddetme noktasına to the point of refusal
bu dönüm noktasına ulaşma reaching this milestone
kırılma noktasına ulaştı has reached a breaking point
durma noktasına getirildi brought to standstill