durma noktasına getirildi

durma noktasına getirildi teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
durma noktasına getirildi brought to a halt

durma noktasına getirildi terimi için benzer kelimeler ve anlamları
durma noktasına getirildi brought to a standstill
durma noktasına getirildi brought to standstill
durma noktasına getirildi was brought to a halt
durma noktasına getirildi have been brought to a halt
durma noktasına ground to a halt
durma noktasına gelmek come to a standstill
durma noktasına getirmek bring to a standstill
durma noktasına geldi came to a standstill
durma noktasına to a standstill
durma noktasına geliyor comes to a halt
durma noktasına geldi has ground to a halt
durma noktasına geldi has come to a standstill
durma noktasına gelmiş skidded to a stop
aniden durma noktasına geldi came to an abrupt halt
durma noktasına geliyor comes to a standstill
durma noktasına yakın near standstill
ülkeyi durma noktasına getirdi brought the country to a standstill
durma noktasına yakın near halt
tam bir durma noktasına geldi has come to a complete stop
durma noktasına coasted to a halt
durma noktasına gelmek coming to a standstill
durma noktasına gelmek come to a grinding halt
durma noktasına gelmiş have come to a standstill
durma noktasına geldi came to a grinding halt
durma noktasına kadar yavaşladı slowed to a standstill
durma noktasına geldi it came to a halt
durma noktasına gelmek would grind to a halt
durma noktasına gelen araba car to a standstill
durma noktasına getirmek bringing to a standstill
neredeyse durma noktasına geldi virtually came to a halt
durma noktasına gelmek ground to a standstill
durma noktasına geliyor is coming to a halt
durma noktasına girmek enter into a standstill
durma noktasına is grinding to a halt
müzakereler durma noktasına geldi negotiations came to a standstill
durma noktasına gelmek coming to a halt against
sonunda durma noktasına gelmek finally come to a standstill
durma noktasına getirmek bring it to a standstill
durma noktasına geldiler they came to a halt
aniden durma noktasına geliyor comes to an abrupt stop
durma noktasına gelebilir can grind to a halt
durma noktasına getiriyor brings to standstill
durma noktasına gelmek lead to a standstill
dişliler durma noktasına gelmek gears grind to a halt
durma noktasına getirmek bring something to a standstill
durma noktasına getirdim i brought to a standstill
durma noktasına gelen verimlilik. productivity to a standstill.
durma noktasına getirdi brought it to a standstill
durma noktasına gelirdi would come to a halt
durma noktasına ulaşmak reach standstill