ile çelişen

ile çelişen teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
ile çelişen conflicting with

ile çelişen terimi için benzer kelimeler ve anlamları
ile çelişen conflicted with
hangi ile çelişen which conflicts with
ile çelişen as conflicting with
birbirleri ile çelişen are at odds with each other
ile çelişen contradicts with
ne ile çelişen contradicting what
ile çelişen which are in conflict with
çelişen talepler conflicting demands
çelişen şartlar conflicting requirements
çelişen terimler conflicting terms
çelişen hükümler conflicting provisions
çelişen hedefler conflicting goals
çelişen hedefler conflicting objectives
çelişen partiler conflicting parties
çelişen gündemler conflicting agendas
çelişen yükümlülükler conflicting obligations
çelişen kültürler crossing cultures
hukuk hükümleriyle çelişen hükümler olmaksızın without regard to its conflicts of law provisions
çelişen görevler conflicting duties
çelişen şartlar ve koşullar conflicting terms and conditions
çelişen kriterler conflicting criteria
birbiriyle çelişen conflicted with each other
çelişen formlar conflicting forms
çelişen gereksinimler contradicting requirements
çelişen çözümler conflicting remedies
çelişen herhangi bir terim any conflicting terms
çelişen şartlar ve koşullar any conflicting terms and conditions
çelişen randevular conflicting appointments
çelişen istek conflicting request
kanun hükümleriyle çelişen hükümler olmadan without reference to its conflicts of law provisions
çelişen kimlikleri conflicting identities
çelişen arzular conflicting desires
potansiyel olarak çelişen partiler potentially conflicting parties
şiddetle çelişen strongly contradicts
potansiyel olarak çelişen çıkarlar potentially conflicting interests
çelişen maddeler conflicting clauses
keskin bir şekilde çelişen sharply conflicting
çelişen yasa contravening law
delillerle çelişen contradicted by evidence
çelişen parti conflicting party
toplumla çelişen at odds with society
rekabet eden ve çelişen competing and conflicting
bu fikirle çelişen contradicting the idea that
potansiyel olarak çelişen yükümlülükler potentially conflicting obligations
bununla çelişen that contrast with
çelişen iddiaları çözme settle conflicting claims
onlarla çelişen bir şey something that contradicts them
önemsizce çelişen negligently contravening
kendisiyle çelişen contradicted herself
çelişen bilgiler information that contradicts