bu fikirle çelişen

bu fikirle çelişen teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
bu fikirle çelişen contradicting the idea that

bu fikirle çelişen terimi için benzer kelimeler ve anlamları
fikirle oynamak play with the idea
fikirle oynuyor toying with the idea
bir fikirle gelmek coming up with an idea
bir fikirle gel come with an idea
fikirle mücadele struggle with the idea
fikirle gel come with the idea
fikirle ilişkili associated with the idea
fikirle ilgili concerning the idea
fikirle oynuyor have been toying with the idea
fikirle savaş fight the idea
fikirle tutarlı consistent with the idea
fikirle gelmek come across with the idea
fikirle devam etmek go along with the idea
fikirle oynamak playing with the idea
fikirle flört etmek flirt with the idea
fikirle ilgili relate to the idea
bu fikirle ilgili olarak in relation to this idea
fikirle tutarsız is inconsistent with the idea
bu fikirle tutarlı is consistent with this idea
fikirle tutarlı is consistent with the idea
orijinal fikirle gelmek come up with original idea
bir fikirle başladı started with an idea
fikirle birlikte gitti went along with the idea
bu fikirle oynuyordum i was toying with the idea
bu fikirle aynı fikirde değil don't agree with this idea
fikirle başa çıkmak dealing with the idea
fikirle heyecanlanmak be excited with the idea
fikirle anlaşmak come to terms with the idea
bir fikirle gelir comes up with an idea
fikirle oynuyorum i'm toying with the idea
fikirle ilişkili associated to the idea
fikirle tutarlı are consistent with the idea
fikirle rahat ol be comfortable with the idea
bu fikirle ilgili regarding this idea
bu fikirle birlikte along with this idea
bu fikirle uyum fit in with this idea
fikirle birlikte gittim i went along with the idea
çelişen talepler conflicting demands
çelişen şartlar conflicting requirements
çelişen terimler conflicting terms
çelişen hükümler conflicting provisions
çelişen hedefler conflicting goals
ile çelişen conflicted with
çelişen hedefler conflicting objectives
çelişen partiler conflicting parties
çelişen gündemler conflicting agendas
çelişen yükümlülükler conflicting obligations
çelişen kültürler crossing cultures
hukuk hükümleriyle çelişen hükümler olmaksızın without regard to its conflicts of law provisions
ile çelişen conflicting with