| içinde kullanıcı tarafından bakımı yapılabilecek parça yoktur |
no user-serviceable parts inside |
içinde kullanıcı tarafından bakımı yapılabilecek parça yoktur terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| kullanıcı tarafından bakımı yapılabilecek hiçbir parça yoktur |
there are no user serviceable parts |
| kullanıcı tarafından bakımı yapılabilecek bileşen yok |
no user serviceable components |
| kullanıcı tarafından bakımı yapılabilecek parçalar içermez |
not contain any user-serviceable parts |
| ünite içinde kullanıcı tarafından tamir edilebilecek parça yoktur |
no user serviceable parts inside the unit |
| operatör tarafından bakımı yapılabilir parça yoktur |
no operator-serviceable parts |
| kullanıcı tarafından tamir edilebilecek parça yoktur |
no user serviceable parts |
| içinde servis yapılabilecek parçalar |
serviceable parts inside |
| içinde onarılabilecek parça yoktur |
there are no serviceable parts inside |
| içinde onarılabilecek parça yoktur |
there are no serviceable components inside |
| dolabın içinde onarılabilecek parça yoktur |
there are no serviceable parts inside the cabinet |
| karşı yapılabilecek bir tutum |
a can-do attitude towards |
| yapılabilecek teklif |
offer that could be made |
| yapılabilecek hiçbir şey yok |
there's nothing that can be done |
| komisyon yapılabilecek herhangi bir kullanımdan sorumlu değildir. |
the commission is not liable for any use that may be made of |
| yapılabilecek her iş mümkün olduğunca temelde yapılmalıdır. |
to every extent possible work performed must be on the basis |
| orada yapılabilecek küçük şeyler var |
there's little that can be done |
| yapılabilecek kullanım türleri ve açıklamaları |
the types of uses and disclosures that may be made |
| alışveriş yapılabilecek yerler |
places to shop |
| yapılabilecek kesintiler |
deductions that may be made |
| yapılabilecek bir yaklaşım |
a can-do approach |
| yapılabilecek prosedür |
procedure that may undertaken |
| yapılabilecek bildirimler |
notifications which may be made |
| yapılabilecek en iyi şey |
the best thing can do is |
| yapılabilecek bir şey |
something that can be done |
| yapılabilecek her iş mümkün olduğunca açık olmalıdır |
to every extent possible work performed must be on |
| bakım yapılabilir parça yoktur |
no serviceable parts |
| kullanıcı tarafından bakımı |
user-serviceable |
| kullanıcı tarafından bakımı yapılabilir parçalar |
user serviceable parts |
| kullanıcı tarafından bakımı yapılabilir |
no user serviceable |
| kullanıcı tarafından bakımı yapılamaz |
not user serviceable |
| kullanıcı tarafından bakımı yapılabilir bileşenler |
user serviceable components |
| kullanıcı tarafından bakımı yapılabilir parçalar |
user-servicable parts |
| kullanıcı tarafından bakımı yapılabilir sigortalar |
user-serviceable fuses |
| kullanıcı tarafından bakımı yapılamaz |
non user serviceable |
| içinde kullanıcının tamir edebileceği parçalar yoktur. |
there are no user serviceable parts inside. |
| bakımı ve bakımı |
maintaining and looking after |
| parça bakımı |
track maintenance |
| parça bakımı |
part maintenance |
| parça bakımı |
parts maintenance |
| demiryolu parça bakımı |
rail track maintenance |
| kullanıcı bakımı |
user maintenance |
| temizlik ve kullanıcı bakımı |
cleaning and user maintenance |
| kullanıcı ana bakımı |
user master maintenance |
| kullanıcı bakımı |
user-maintained |
| parça parça |
asunder |
| parça parça |
piece by piece |
| parça parça |
piecemeal |
| parça parça yaklaşımı |
piecemeal approach |
| aşk bizi parça parça edecek |
love will tear us apart |
| parça parça moda |
piecemeal fashion |