| belirlenmesi için |
for determination |
belirlenmesi için terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| belirlenmesi için sevk |
referred for determination |
| belirlenmesi için temel |
basis for the determination |
| hayvansal gıdalar için özel hijyen kurallarının belirlenmesi |
laying down specific hygiene rules for food of animal origin |
| ile paydaşların belirlenmesi ve seçimi için temel |
basis for identification and selection of stakeholders with |
| yeniden yapılandırma için detaylı resmi planın belirlenmesi, |
detailed formal plan for the restructuring identifying, |
| alınacak karar için nisabın belirlenmesi |
determining a quorum for a decision to be taken |
| ile belirlenmesi için |
for determination with |
| belirlenmesi için kurallar |
guidelines for determination |
| bir finansal sektör kriterinin belirlenmesi için |
a financial industry benchmark for determining, |
| belirlenmesi için izin vermek |
allowing for the determination |
| belirlenmesi için özel kriterler |
specific criteria for determining |
| uygulama için kuralların belirlenmesi |
setting out rules for the implementation |
| hisse sahiplerinin belirlenmesi için kayıt tarihi |
record date for determining holders of shares |
| belirlenmesi için izin verir |
allows for the determination |
| için önceliklerin belirlenmesi |
setting priorities for |
| önceden belirlenmesi |
predeterminate |
| ■ önceden belirlenmesi |
prespecification |
| yeniden belirlenmesi |
redetermination |
| belirlenmesi |
identifying |
| hedeflerin belirlenmesi |
setting goals |
| eş belirlenmesi |
co-determination |
| tezahür belirlenmesi |
manifestation determination |
| tüm risklerin belirlenmesi |
erection all risks |
| kendinden belirlenmesi |
self-identifying |
| önemliliğin belirlenmesi |
determination of materiality |
| standartların belirlenmesi |
setting of standards |
| uygunluğun belirlenmesi |
determination of eligibility |
| boşlukların belirlenmesi |
identification of gaps |
| fiyatın belirlenmesi |
determination of the price |
| belirlenmesi mümkün değil |
unable to determine |
| hedeflerin belirlenmesi |
setting of objectives |
| uygunluğun belirlenmesi |
determining compliance |
| bilgi öz belirlenmesi |
informational self-determination |
| alternatiflerin belirlenmesi |
identification of alternatives |
| ihtiyaçların belirlenmesi |
identification of needs |
| tehlikelerin belirlenmesi |
identification of hazards |
| sorunların belirlenmesi |
identification of issues |
| örneklem büyüklüğünün belirlenmesi |
determination of sample size |
| puanların belirlenmesi |
settling of scores |
| deneysel olarak belirlenmesi |
loded |
| paydaşların belirlenmesi |
identifying stakeholders |
| belirlenmesi |
determination that |
| ihtiyaçların belirlenmesi |
determination of requirements |
| müstahzarın belirlenmesi |
identification of the preparation |
| belirlenmesi amacı ile |
with the aim of determining |
| ofislerin belirlenmesi |
designation of offices |
| olup olmadığının belirlenmesi |
the determination of whether |
| önceliklerin belirlenmesi |
setting of priorities |
| istihdamın belirlenmesi |
determination of employment |
| hedeflerin belirlenmesi |
establishing goals |