herkesin bildiği üzere

herkesin bildiği üzere teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
herkesin bildiği üzere as everyone knows

herkesin bildiği üzere terimi için benzer kelimeler ve anlamları
herkesin bildiği gibi notoriously
herkesin bildiği gerçek truism
herkesin bildiği publicly known
herkesin bildiği gibi as everybody knows
herkesin bildiği all known
herkesin bildiği gibi as everyone is aware
herkesin bildiği every known
herkesin bildiği gibi like everybody knows
herkesin bildiği kadarıyla; so far as anyone knows;
herkesin bildiği-zor notoriously-tricky
herkesin bildiği gibi as everyone knew
herkesin bildiği kadarıyla as far as anyone can
herkesin bildiği which everybody knows is
dünyanın herkesin ihtiyaçları için yeterince var, ancak herkesin ihtiyaçları için değil; the world has enough for everyone's needs, but not everyone'
bildiği kadarıyla to the best of his knowledge
hepimizin bildiği gibi as we all know
hepinizin bildiği gibi as you all know
bildiği kadarıyla as far as he knew
bildiği kadarıyla to the best of his or her knowledge
bildiği kadarıyla as far as he knows
insanlığın bildiği known to mankind
bildiği bir sonraki şey next thing she knew
bildiği kadarıyla as far as she knows
bildiği gibi as knowing
bildiği gibi as he knew
hepinizin bildiği gibi as you all probably know
bildiği zaman when he knew
bildiği gibi as she knew it
halkın bildiği known to the general public
bildiği iddia edildi claimed to know
bildiği kadarıyla as far as she knew
bildiği kimyasal chemical known to
bildiği kadarıyla as familiar to
onun en iyi bildiği his best-know
bildiği kadarıyla as far as anyone knew
bildiği bir sonraki şey next thing he knows
bildiği bir şey something in the way she knows
ama herhangi bir iş bildiği gibi but as any business knows
bu üründen çıkan motor egzozu bildiği kimyasallar içeriyor the engine exhaust from this product contains chemicals know
bildiği kadarıyla as far as anyone know
hepimizin iyi bildiği gibi as we all well know
bildiği gibi as he announced
bildiği gibi as he knows
bildiği anda as soon as she knows
en çok bildiği halde while most know
satıcının bildiği gerçeklerle ilgilidir relates to facts of which the seller knew
bildiği şeylerin çoğunu him most of what he knows
bir gül sadece kalbin bildiği bir dilde konuşur a rose speaks of love in a language known only to the heart
hepimizin bildiği endişeler concerns we all know
yazarların bildiği kadarıyla as far as the authors are aware