| hayati önem taşıyan |
vital good |
hayati önem taşıyan terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| hayati önem taşıyan |
vital bearing |
| hayati önem taşıyan |
are vitally important |
| hayati önem taşıyan kısım |
vitally important part |
| iyileştirmek için hayati önem taşıyan |
as vital to improving |
| hayati önem taşıyan |
from vital importance |
| özel önem taşıyan |
of special importance |
| özel önem taşıyan |
of particular significance |
| büyük önem taşıyan konular |
issues of great importance |
| özel önem taşıyan türler |
species of special concern |
| özel önem taşıyan olaylar |
events of particular importance |
| büyük önem taşıyan kalıntıları |
remains of paramount importance |
| özel önem taşıyan |
of specific importance |
| halk sağlığı açısından önem taşıyan besinler |
nutrients of public health significance |
| büyük önem taşıyan bir hareket |
an act of great importance |
| hayati önem taşıyor |
it's vital |
| bunun için hayati önem taşıyor |
it is vital for |
| ayrıca hayati önem taşır |
is also vital |
| hayati önem taşıyordu |
it was vital |
| hayati önem |
vital significance |
| hayati önem taşırlar |
they are vitally important |
| güncel bilgiler hayati önem taşır |
up-to-date information is vital |
| her millet için hayati önem taşır |
is vital for any nation |
| işiniz için hayati önem taşır |
is vital to your business |
| hayati önem taşıdığına inanıyoruz |
we believe it is vitally important |
| herkes için hayati önem taşır |
are vital to all t |
| hayatta kalmak için hayati önem taşır |
is vital to the survival |
| bilmek hayati önem taşıyordu |
it was vital to know |
| bu yüzden hayati önem taşıyor |
therefore it is vital |
| şimdi harekete geçmek hayati önem taşıyor |
it is vital that we act now |
| dolayısıyla hayati önem |
hence the vital importance |
| insanın hayatta kalması için hayati önem taşır |
are vital for human survival |
| iyileştirme için hayati önem taşır |
is vital for the improvement |
| hayati önem kazanmak |
become vitally important |
| hayati önem taşıyor |
it's of vital |
| geleceği için hayati önem taşır |
is vital to the future of |
| yaban hayatı ve yaban hayatı ürünleri |
wildlife and wildlife products |
| aşağı taşıyan |
bearing down |
| taşıyan kılıç |
bearing sword |
| tören asasını taşıyan kimse |
bedel |
| hediyeler taşıyan yunanlılara dikkat edin |
beware of greeks bearing gifts |
| tabutu taşıyan kimse |
pallbearer |
| hastalığı vücudun başka bir bölümüne taşıyan ilaç |
revulsive |
| tohum taşıyan bitki |
seed-bearing plant |
| elbisenin eteğini taşıyan kimse |
trainbearer |
| ağırlık taşıyan |
weight bearing |
| risk taşıyan |
risk bearing |
| brunt taşıyan |
bearing the brunt |
| kendi adını taşıyan |
self-titled |
| taşıyan feribotlara |
ferrying |
| altın taşıyan |
gold-bearing |