| zaten var olan bir şey |
something that already exists |
zaten var olan bir şey terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| zaten var olan ilişki |
already existing relationship |
| zaten var olan kullanıcı |
user which already exist |
| zaten var olan stratejiler |
already existing strategies |
| saf olan her şey saf olan |
to the pure all things are pure |
| kesin olan bir şey var |
one thing is for sure |
| sende yalnış olan bir şey var |
something wrong with you |
| kesin olan bir şey var |
one thing is for certain |
| stokta olan bir şey var |
have something in stock |
| ama kesin olan bir şey var. |
but one thing is for certain. |
| stokta olan bir şey var |
have something on stock |
| kesin olan bir şey var |
one thing's for sure though |
| ihtiyacın olan bir şey var |
something else you need |
| zaten ben zaten |
since i've already |
| gerekli olan her şey ve şey |
every act and thing whatsoever requisite |
| hiçbir şey yerine bir şey var |
there is something rather than nothing |
| tehlikede olan çok şey var |
there is a lot at stake |
| tehlikede olan çok şey var |
there is much at stake |
| tehlikede olan çok şey var |
there's a lot at stake |
| burada tehlikede olan çok şey var |
there's a lot at stake here |
| ihtiyacın olan her şey var |
has all you need |
| var olan her şey |
everything in existence |
| var olan tek şey |
the only thing that exist is |
| tehlikede olan çok şey var |
there are a lot at stake |
| var olan argümanlar var |
there are arguments that |
| hakkında zaten bir şey biliyor |
already know something about |
| zaten bir şey gibi |
already something like |
| zaten bir şey |
it is something already |
| zaten ödenmemiş olan ölçüde |
to the extent not already paid |
| zaten mevcut olan bitkiler |
already existing plants |
| zaten kurulmuş olan işletmeler |
already established businesses |
| zaten birleşik devletleri olan insanlar |
people already in the united states |
| ayrıntıları zaten kaydedilmiş olan |
whose particulars are already recorded with |
| iyileştirme arzusunu yitirmiş olan için zaten durdu b |
for who has lost the desire to improve has already stopped b |
| zaten yetkilendirilmiş olan güvence taahhütleri de ayrıca |
assurance undertakings already authorised must also satisfy |
| zaten ödenmiş olan miktarlar |
any amounts already paid |
| zaten mevcut olan gruplar |
groups already present |
| zaten sahip olan öğrenciler |
students who have already |
| zaten mevcut olan yapılar |
structures that are already in place |
| zaten bir hesabım var |
i already have an account |
| zaten bir hesabın var |
you already have an account |
| böyle bir kullanıcı zaten var |
such a user already exists |
| sende zaten bir hesabın var |
you already have an account with u |
| bir düzen zaten var |
a layout already exists |
| zaten bir tane var |
i already have one |
| zaten bir sorum var |
i have a question already |
| zaten bir hesabın var mı? |
do you already have an account? |
| zaten bir müşteri hesabın var |
you already have a customer account |
| zaten bir hesabın var mı |
do you already have a account? |
| zaten bir etki alanı adınız var |
you already have a domain name |
| zaten bir hesabın var mı |
do you already have an accounts |