kendi topraklarında |
on their territory |
kendi topraklarında terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
kendi topraklarında |
on their own territory |
kimse kendi topraklarında bir peygamber değildir |
nobody is a prophet in their own land |
kimse kendi topraklarında bir peygamber değildir |
no-one is a prophet in their own land |
kendi topraklarında peygamber |
prophet in his own land |
kendi topraklarında |
in its native soil |
kendi topraklarında toplanan |
collected on their territory |
kendi topraklarında |
within their lands |
ispanyol topraklarında |
on spanish soil |
topraklarında |
on their soil |
batı topraklarında |
in western lands |
ispanyol topraklarında |
in spanish territory |
ispanya topraklarında |
in the territory of spain |
amerikan topraklarında |
on american soil |
filistin topraklarında |
in palestinian territory |
topraklarında |
on territory |
çin topraklarında |
within chinese territory |
ingiliz topraklarında |
on british soil |
topraklarında yaşa |
live on their land |
fransız topraklarında |
on french soil |
topraklarında kurulan |
established on territory |
tüm topraklarında |
over all its territory |
italyan topraklarında |
on italian soil |
işgal altındaki filistin topraklarında |
in the occupied palestinian territory |
üye devletler topraklarında, |
within member states territory, |
mısır topraklarında |
on egyptian soil |
topraklarında bulunur |
is located on the territory |
yunan topraklarında |
on greek soil |
amerikan topraklarında |
in the american territory |
küba topraklarında |
on cuban soil |
topraklarında petrol |
oil on their land |
peru topraklarında |
within peruvian territory |
işgal altındaki filistin topraklarında |
in the occupied palestinian territories |
işgal altındaki filistin topraklarında, e. |
situation in the occupied palestinian territory, including e |
cezayir topraklarında uygulanabilir zorunlu normların bir parçasını oluşturan |
which form part of the mandatory norms applicable in algerian territory |
işgal altındaki filistin topraklarında insan hakları durumu |
human rights situation in the occupied palestinian territory |
kendi adıma kendi adına |
on my own personal behalf |
kendi inisiyatifi ve kendi riski altında |
own initiative and at their own risk |
kendi uygunluğunu kendi kararını vermek |
make their own determination as to its suitability |
kendi kendini imha etme ve kendi kendine devre dışı bırakma özellikleri |
self-destruct and self-deactivation features |
kendi hesabına ve kendi pahasına |
own account and at its own expense |
kendi kendini imha etme ve kendi kendine devre dışı bırakma f |
self-destruct and self-deactivation f |
bir peygamber, kendi ülkesinde onur kazanmayacak |
a prophet is not without honor save in his own country |
birinden sonra kendi kalbi |
after one's own heart |
kendi tozuyla tohumlanan |
autogamous |
kendi kendini hipnoz etmek |
autohypnosis |
kendi kendini toksinleme |
autointoxication |
kendi kendine telkin |
autosuggestion |
birisini kendi oyununda yenmek |
beat someone at his or her own game |
kendi boynuzunu üfle |
blow one's own horn |
kendi suyuyla kısık ateşte pişirmek |
braise |