| önemli kaynaklar sağladı |
provided important sources |
önemli kaynaklar sağladı terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| hayat kurtarıcı yardım sağladı ve koruma sağladı |
has provided life-saving assistance and assured protection |
| önemli kazançlar sağladı |
made significant gains |
| önemli faydalar sağladı |
yielded substantial benefits |
| hakkında önemli görüşler sağladı |
provided important insights about |
| önemli bir katkı sağladı |
led to a significant contribution |
| önemli bir büyüme sağladı |
enjoyed substantial growth |
| için önemli kazançlar sağladı |
led to significant gains for |
| önemli kazançlar sağladı |
have made significant gains |
| önemli ilerlemeler sağladı |
produced significant advances |
| özellikle önemli katkılar sağladı |
made particularly significant contributions |
| önemli kazançlar sağladı |
made major gains |
| önemli kazançlar sağladı |
has made substantial gains |
| önemli bulgular sağladı |
provided important findings |
| önemli faydalar sağladı |
brought important benefits |
| önemli bir azalma sağladı |
provided significant reduction |
| önemli iyileştirmeler sağladı |
provided significant improvements |
| önemli bir büyüme sağladı |
enjoyed significant growth |
| önemli bilgiler sağladı |
provided important insight |
| önemli kaynaklar |
substantial resources |
| önemli kaynaklar |
significant resources |
| önemli kaynaklar |
considerable resources |
| önemli kaynaklar |
important resources |
| önemli finansal kaynaklar |
significant financial resources |
| önemli kaynaklar |
crucial resources |
| önemli finansal kaynaklar |
substantial financial resources |
| önemli kaynaklar |
notable sources |
| önemli kaynaklar harcamak |
spend significant resources |
| önemli doğal kaynaklar |
important natural resources |
| önemli yeni kaynaklar |
considerable new resources |
| önemli kaynaklar içermeli |
involve significant resources |
| önemli kaynaklar içerir |
involves considerable resources |
| önemli ek kaynaklar |
significant additional resources |
| önemli kaynaklar olmuştur |
have been important sources |
| önemli kaynaklar gerektirir |
requires significant resources |
| önemli dış kaynaklar |
substantial external resources |
| en önemli kaynaklar |
the most important resources |
| önemli kaynaklar gerektirir |
require significant resources |
| önemli kaynaklar gerektirir |
requires substantial resources |
| bertaraf etme önemli kaynaklar |
disposal significant resources |
| önemli ölçüde arttırılmış finansal kaynaklar |
substantially increased financial resources |
| önemli kültürel kaynaklar |
important cultural resources |
| önemli doğal kaynaklar |
substantial natural resources |
| sağladı |
has provided |
| fark etmemi sağladı |
made me realize |
| ve bunu sağladı |
and provided that |
| sağladı |
ensured that |
| sağladı |
he provided |
| kanıt sağladı |
provided evidence |
| bunu her zaman sağladı |
always provided that |
| bir fırsat sağladı |
provided an opportunity |