cinsel ilişkide bulunur

cinsel ilişkide bulunur teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
cinsel ilişkide bulunur engages in sexual

cinsel ilişkide bulunur terimi için benzer kelimeler ve anlamları
ilişkide bulunur holds a relation
cinsel ilişkide bulunmak acting out sexually
cinsel ilişkide bulunmak engage in sexual intercourse
cinsel ilişkide bulunmak have sexual intercourse
cinsel ilişkide bulunmak have sexual relations
cinsel ilişkide bulunmak engaging in sexual intercourse
cinsel ilişkide bulunmak engage in sexual acts
cinsel ilişkide bulundu had sexual intercourse
cinsel ilişkide bulunmak act out sexually
cinsel ilişkide bulunma act of sexual intercourse
cinsel ilişkide bulunma attempting sexual intercourse
cinsel ilişkide bulunmak engage in sexual contact
cinsel ilişkide bulunmaya zorlayan kişi compelling person to engage in sexual intercourse
cinsel ilişkide olmak becoming sexually involved
cinsel ilişkide bulunmak file a sexual
cinsel ilişkide bulundu engaged in sexual intercourse
cinsel ilişkide uzlaşma compromise sexual
cinsel ilişkide bulunmuş had experienced sexual intercourse
cinsel ilişkide gecikme delaying sexual intercourse
cinsel ilişkide bulunmak been sexually intimate with
cinsel ilişkide bulunmak engage sexual intercourse
cinsel ilişkide bulundu had sexual intercourses with
cinsel ilişkide bulunmak having engaged in sexual intercourse
cinsel ilişkide bulunma involvement in sexual
cinsel ilişkide sexually acted out
bir başvuruda bulunur ya da yanlış o içeren bir talepte bulunur submits an application or files a claim containing a false o
e yasaların öngördüğü şekilde temyizde bulunur ve meşruiyetini savunmak için istekte bulunur e appeals as envisaged by law, and file requests to defend his legitimate
cinsel tacizde bulunur engages in sexual harassment
cinsel faaliyette bulunur engages in sexual activity
cinsel özgürlük ve cinsel ahlaka karşı against sexual freedom and sexual morality
suçun cinsel veya cinsel şiddete maruz kaldığı yerlerde where the crime involves sexual or gender violence
ilişkide bulunmak involved in a relationship
bu ilişkide in this relation
ilişkide olmak to be in a relationship
ilişkide at dealing
ilişkide kalmak stand in a relation
ilişkide bulunmak put in relation with
ilişkide kalmak stand in relation
ilişkide iyi good at dealing
ilişkide on dealing
ilişkide on relation
ilişkide kaydet save in relation
ilişkide bulunmak having intercourse
yakın ilişkide in close relation
ilişkide ortaya çıkan arising in relation
kararlı bir ilişkide in a committed relationship
ilişkide yer almak involved in relationship
ilişkide değil not in relation
ilişkide olan durumlar states in relation
ilişkide kalmak stand in relationship