beraberinde getirdiği harika şeyler

beraberinde getirdiği harika şeyler teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
beraberinde getirdiği harika şeyler wonderful things it brings with it

beraberinde getirdiği harika şeyler terimi için benzer kelimeler ve anlamları
harika harika harika great great great
beraberinde olma concomitance
beraberinde getirmek bring along
beraberinde getiriyor brings with it
beraberinde getirdi brought along
beraberinde getiriyor brings along
beraberinde gelmek borne along
beraberinde getirmek bring along with
beraberinde getir bring it along
beraberinde with accompanying
beraberinde in the accompanying
kayması beraberinde redescribed
beraberinde getirdi has brought with it
beraberinde with an accompanying
beraberinde getir bring it along with
beraberinde gelen sorumluluk responsibility that comes with
ve beraberinde and accompanied by
beraberinde getiriyor brings along with it
beraberinde gelen riskler risks that come with
beraberinde within the accompanying
beraberinde getirmek bring on par with
beraberinde maliyet cost along with
beraberinde bir yükseliş ile with an accompanying rise
beraberinde tehdit getiriyor brings with it the threat
yazdır ve beraberinde getir print and bring it with you
2011 beraberinde getirdi 2011 brought with it
beraberinde gelen risk risk that come with
lütfen beraberinde getir please bring along
beraberinde getirmek to bring something along with
ama beraberinde getiriyor but brings with it
beraberinde sorumluluk getirir brings with it a responsibility
beraberinde bir rütbe rank something along with
beraberinde risk risk along
ve beraberinde and concomitant
beraberinde getirebilir can bring along
beraberinde gelmek return along with
dahil veya beraberinde including or accompanied by
beraberinde göç migration along with
beraberinde getiriyor brings it inline with
iki tarafın da getirdiği brought by either party
o getirdiği gibi as he brings
getirdiği değişiklikler changes brought by
getirdiği bir iddia a claim brought by
getirdiği gibi as bring
getirdiği değer the value it brings
onun getirdiği sorunlar the problems it brings
gündeme getirdiği konular issues it raises
getirdiği esirleri buraya yerleştirmiştir chosroes
hayatın getirdiği zorluklar difficulties that life bring
kanunun getirdiği sorumluluk liability imposed by law