bir açığı kapsayan

bir açığı kapsayan teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
bir açığı kapsayan covering a shortfall

bir açığı kapsayan terimi için benzer kelimeler ve anlamları
açığı kapsayan devlet tahvili deficit-covering government bonds
herhangi bir güvenlik açığı konumunda herhangi bir fiili veya teşebbüs kötüye kullanılması any actual or attempted abuse of a position of vulnerability
geniş bir alanı kapsayan covering a wide range
bir alanı kapsayan covering an area
kapsayan bir rapor an encompassing report
kapsayan bir belge a document covering
kapsayan bir kurs a course covering
bir dönemi kapsayan covering a period
bir meslek kapsayan a career spanning
bir dizi kapsayan covering a range of
hektarlık bir alanı kapsayan covering an area of hectares
bir mamutu kapsayan covering a mammoth
bir süre kapsayan spanning a period
kapsayan bir görünüm an encompassing view
geniş bir konu yelpazesini kapsayan covering a broad range of subjects
kapsayan bir e-posta a covering email
bir terim kapsayan a term covering
geniş bir alanı kapsayan covering a vast area
kapsayan bir terim a term which encompasses
bir dizi alanı kapsayan covering a range of areas
kapsayan bir madde a clause that covers
hepsini kapsayan bir kavram a concept that encompasses all
c’yi kapsayan kopyalar için sizden makul bir ücret alabiliriz. we may charge you a reasonable fee for copies to cover our c
bir dizi sorunu kapsayan covering a spectrum of issues
geniş bir sektör yelpazesini kapsayan covering a broad range of industries
tek bir işlemi kapsayan sözleşmeler contracts covering a single transaction
50 yıl kapsayan bir kariyer boyunca during a career spanning 50 years
kapsayan bir izin verir allows encompassing a
daha geniş bir alanı kapsayan covering a wider range
geniş bir yelpazeyi kapsayan deneyim experience covering a wide range
geniş bir yelpazeyi kapsayan covering a broad spectrum of
kapsayan bir sigorta yaptırmak taking out a insurance that covers
daha geniş bir stratejiyi kapsayan covering the broader strategy
bir pozisyonu kapsayan in covering a position
10 kişiyi kapsayan bir çalışma a study involving 10 people
bir tapınağı kapsayan encompassing a temple
bir nüfusu kapsayan encompassing a population
kapsayan bir dönem a period that covers
bir numarayı kapsayan covering a number
bir kredi kuruluşunu kapsayan covering a loan facility
geniş bir alanı kapsayan covering a wide area
bir açığı a deficit of
belirli bir güvenlik açığı particular vulnerability
bir güvenlik açığı a vulnerability
bir açığı telafi etmek make up a shortfall
bir açığı örtmek cover a shortfall
bir açığı doldurmak fill a shortfall
büyüyen bir cari hesap açığı a growing current account deficit
bir finansman açığı a funding shortfall
bir açığı mahsup eder offsets a shortfall