| bir sokağın ismini aldığı yer |
where a street is named after |
bir sokağın ismini aldığı yer terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| iddiaya göre yer aldığı |
allegedly involved |
| belgede yer aldığı şekilde |
as contained in document |
| yer aldığı iddia edildi |
alleged to have been involved |
| iddiaya göre yer aldığı |
allegedly involving |
| burada yer aldığı kabul edilir. |
which is deemed to be incorporated herein. |
| bir sokağın köşesinde |
at the corner of a street |
| sokağın bir ucunda |
at one end of the street |
| aldığı |
receives |
| artemisinin temel aldığı kombinasyon tedavileri |
artemisinin-based combination therapies |
| aldığı öğelerin |
reradiated |
| kendisinin kaleme aldığı |
self-penned |
| aldığı kadar |
qsf |
| aldığı form |
the form it takes |
| aldığı kadar iyi |
is as good as it gets |
| aldığı gibi |
as having received |
| aldığı cesaret |
the courage it took |
| artemisinin temel aldığı kombinasyon tedavileri |
artemisinin-based combination therapies act |
| onun aldığı gibi |
as he took |
| artemisinin temel aldığı kombinasyon tedavisi |
artemisinin-based combination therapy act |
| aldığı gibi |
as he received |
| nereden aldığı |
where she had bought |
| zevk aldığı gibi |
as is enjoyed by |
| aldığı |
that it receives |
| aldığı tanıma |
the recognition he has received |
| aldığı eğitimi. |
the education she received. |
| üyelerin aldığı tazminat |
compensation received by the members |
| onun aldığı |
that he received |
| lütfen çocuğunuzun şu anda aldığı ilaçları listeleyiniz. |
please list any medication your child is currently taking |
| zevk aldığı görülüyor |
seen to be enjoying |
| ilham aldığı |
by which it is inspired |
| şirketin aldığı fiyatlar |
the prices the company charged |
| o aldığı emin |
made sure he received |
| , kanın oksijen aldığı yerde |
, where the blood picks up oxygen |
| hükümetin aldığı vergiler |
taxes which the government |
| onun aldığı bakım |
the care he has taken |
| aldığı enerji |
energy it takes to |
| bu müşterilerin satın aldığı |
that customers purchase |
| insanların aldığı önlemler |
measures that people take |
| rol aldığı gibi |
as acted |
| aldığı yön |
the direction it is taking |
| işçilerin aldığı |
that workers receive |
| doğal gazın aldığı pay |
the share taken by natural gas |
| aldığı teşvik |
encouragement he had received |
| dikkate aldığı |
which it considers |
| bildirimin referans aldığı |
to which the notice refers |
| içinde rol aldığı |
in which she starred |
| aldığı farklı formlar |
the different forms it takes |
| çoğu insanın aldığı |
that most people take for granted |
| teorisini temel aldığı |
on which he bases his theory |
| sokağın her iki tarafını da çalış |
work both sides of the street |