daha genç olanlar

daha genç olanlar teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
daha genç olanlar those younger than

daha genç olanlar terimi için benzer kelimeler ve anlamları
daha genç olanlar those younger
daha genç olanlar arasında among those younger than
daha genç olanlar var there are more younger
lehine olanlar ile karşı olanlar arasında between those in favour and those against
muhalif olanlar ve olanlar dahil all the shareholders, including those dissident and those
genç olanlar young ones
genç olanlar için for the younger ones
genç genç young teenager
genç ve genç biniciler junior and young riders
genç kadınlar ve genç erkekler young women and young men
daha genç daha iyi the younger the better
nispeten daha yaşlı ve daha genç bağımlıları desteklemek support relatively fewer older and younger dependents
daha genç, daha uzun younger, longer
daha genç ve daha da önemlisi as many more young and, more importantly
daha pürüzsüz, daha genç bir görünüm smoother, more youthful appearance
daha yaşlı olanlar older ones
daha büyük olanlar larger ones
daha büyük olanlar bigger ones
daha az şanslı olanlar those less fortunate
daha küçük olanlar smaller ones
kendimizden daha az şanslı olanlar those less fortunate than ourselves
daha hızlı olanlar faster ones
daha eğitimli olanlar the more educated they are
daha iyi olanlar those better off
daha fakir olanlar poorer ones
daha az şanslı olanlar those who are less fortunate
daha önce olanlar those previously
daha alakalı olanlar those more relevant
daha rekabetçi olanlar more competitive ones
daha muhtemel olanlar those more likely to
olanlar veya daha fazlası ones or more
daha az avantajlı olanlar those less advantaged
daha önce olanlar are first before
daha maceracı olanlar those who are more adventurous
daha büyük olanlar the bigger ones are
daha önce üretilmiş olanlar those produced before
daha fazla olanlar those who more
daha spesifik olanlar those more specific
daha dezavantajlı olanlar arasında among the more disadvantaged
ve daha az olanlar and those with less
daha yaşlı olanlar those older than
çok daha iyi olanlar much better ones
bu şekilde hareket etmiş olanlar daha iyi not aldılar those who have acted in this way had better take good note
daha genç younger
daha genç younger than
daha genç kardeşler younger siblings
daha genç görünmek look younger
daha genç demografik younger demographic
daha genç much younger
daha genç olmak get any younger