kalma eğilimim var

kalma eğilimim var teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
kalma eğilimim var i tend to stay

kalma eğilimim var terimi için benzer kelimeler ve anlamları
eğilimim var i have a tendency to
eğilimim var i have the tendency
için bir eğilimim var i have an inclination for
eğilimim var i do tend
eğilimim my tendency to
eğilimim tend my
benim eğilimim my tendency is
eğilimim vardı i had tend to
eğilimim i trend
benim eğilimim my inclination
maruz kalma var there is exposure
hamile kalma ihtimalin var mı? any chance you are pregnant?
hayatta kalma tecrübesi var have an experience of surviving
bir elin nesi var iki elin sesi var two heads are better than one
orada bir irade var, bir yolu var where there's a will, there's a way
orada bir irade var bir yolu var where there's a will there's a way
orada bir irade var bir yolu var there's a will there's a way
var var there are existing
aralarında fark var bir dünya var there is a world of difference between
var var there do exist
var olan argümanlar var there are arguments that
bir istek var bir yol var there is a will there's is a way
hala belli bir var var there still exists a certain
bir sorunuz var veya yardıma ihtiyacınız var have a question or need assistance
bir istek var, bir yol var there's a will, there0s a way
geçerli hakları var veya var owns or has valid rights
erişimi var veya var has or has access
var olmak için bir nedeni var have a reason to exist
ihtiyacım var daha fazlasına ihtiyacım var need i need more
atalardan kalma ancestral
kalma arrearage
gebe kalma oranı conception rate
serbest kalma disentanglement
geri planda kalma effacement
maruz kalma dozu exposure dose
maruz kalma indeksi exposure index
maruz kalma keratit exposure keratitis
akşamdan kalma hang over
akşamdan kalma hangover
akşamdan kalma hungover
boşta kalma süresi idle time
cezasız kalma impunity
uygunsuz maruz kalma indecent exposure
jura döneminden kalma kireç taşı katmanı lias
aşırı maruz kalma overexposure
babadan kalma miras patrimony
hayatta kalma varsayımı presumption of survivorship
kendini geri planda kalma self-effacement
kısa vadeli maruz kalma limiti short-term exposure limit
kalma staying