aldığınızda tarayıcının size haber vermesi

aldığınızda tarayıcının size haber vermesi teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
aldığınızda tarayıcının size haber vermesi how to have the browser notify you when you receive

aldığınızda tarayıcının size haber vermesi terimi için benzer kelimeler ve anlamları
satın aldığınızda on your purchase
çevrimiçi satın aldığınızda when you buy online
satın aldığınızda when you purchase
aldığınızda öde pay when receive
derin nefes aldığınızda göğüs ağrısı chest pain when you breathe deeply
satın aldığınızda seçim yapın when you buy select
tarayıcının geri düğmesi browser's back button
tarayıcının adres çubuğu browser's address bar
tarayıcının önbelleği browser's cache
tarayıcının ötesinde beyond the browser
tarayıcının gezinti çubuğu browser's navigation bar
tarayıcının geri döndü browser's back
tarayıcının oturumu browser's session
tarayıcının arama ayarları browser's search settings
tarayıcının adres çubuğunda in the browser's address bar
tarayıcının ana sayfası browser's home page
tarayıcının favorileri browser's favorites
tarayıcının önbelleğini temizle clear the browser's cache
tarayıcının ileri düğmesi browser's forward button
tarayıcının aramasına izin ver allow the browser to search
tarayıcının köşesi corner of the browser
tarayıcının arkasında behind the scanner
tarayıcının üstünde above scanner
savaşın patlak vermesi outbreak of war
rapor vermesi muhtemel likely to report
iflas dilekçesi vermesi files a petition for bankruptcy
vermesi muhtemel likely to yield
vermesi muhtemel is likely to yield
finansal krizin patlak vermesi outbreak of the financial crisis
vermesi şartıyla provided it gives
herhangi bir kimsenin kasten zarar vermesi için yapılan herhangi bir girişim any attempt by any person to deliberately undermine
oy vermesi bekleniyor expected to vote
savaşın patlak vermesi outbreak of a war
protestoların patlak vermesi outbreak of protests
vermesi en muhtemel most likely to yield
vermesi bekleniyor is expected to yield
vermesi şartıyla provided that it gives
rapor vermesi bekleniyor are expected to report
birinin vermesi gerekenler someone's gotta give
devrimin patlak vermesi outbreak of the revolution
vermesi muhtemel are likely to yield
hizmet vermesi engellendi prevented from serving
rapor vermesi istenir shall be required to report
şirketin izin vermesi allowed the company to
vermesi muhtemel is likely to give
tepki vermesi çok daha hızlı much faster to react
mahkemeye karar vermesi lead the court to conclude
cevap vermesi isteniyor are asked to respond
parlamentonun oy vermesi bekleniyor parliament is expected to vote on
ve bir kişinin yanıt vermesi gerekli değildir and a person is not required to respond to