| senin sorunun için bir çözüm |
a solution for your problem |
senin sorunun için bir çözüm terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| senin sorunun |
your challenge |
| senin sorunun |
your issue |
| senin sorunun |
your problem |
| senin sorunun cevabı bu mu |
does that answer your question |
| senin sorunun ele |
addressing your issue |
| senin sorunun üzerine |
upon your question |
| senin sorunun hakkında |
on your issue |
| senin sorunun |
of your issue |
| senin sorunun çözüldü |
your issue was resolved |
| senin sorunun çözümü |
solution to your problem |
| senin haşere sorunun |
your pest problem |
| senin sorunun |
problem in your |
| çözüm için çözüm mekanizması |
settlement mechanism for resolution |
| senin ve senin için en iyi dileklerimle |
best wishes to you and yours |
| senin ve senin için |
for you and yours |
| senin için ve senin aracılığıyla |
to you, and through you |
| bu sorunun amaçları için |
for the purposes of this question |
| sorunun çözümü için yardım |
helping to solve the problem |
| bir sorunun üstesinden |
overcome a problem |
| sorunun bir parçası |
part of the problem |
| bir sorunun üstesinden gelmek |
way around a problem |
| bir sorunun niteliği |
the nature of a problem |
| bir sorunun konusu |
the subject of a question |
| büyük bir sorunun küçük kısmı |
small part of a big problem |
| bir sorunun var mı |
did you have a problem |
| sorunun büyük bir kısmı |
a major part of the problem |
| bir sorunun var |
you have an issue |
| bir sorunun özü |
the essence of a problem |
| herhangi bir sorunun çözümü |
settlement of any matter |
| bir sorunun var |
you have a problem |
| eğer bir sorunun varsa |
if you have an issue |
| bir sorunun çözümü |
fix of a problem |
| herhangi bir sorunun |
of any issue |
| bir sorunun ortaya çıkmasına neden olmak |
cause the emergence of an issue |
| bir sorunun çözümü |
resolution of a problem |
| sorunun bir parçası olur |
becomes part of the problem |
| sorunun başka bir yönü |
another aspect of the problem |
| bir sorunun temelinde olmak |
be at the root of a problem |
| bir uzman, bu sorunun kullanımla çözülebileceğini düşündü |
one expert thought this problem could be resolved by the use |
| hala bir sorunun varsa |
if you still have a problem |
| bir sorunun kanıtı |
evidence of a problem |
| sorunun bir parçası değil |
rather than part of the problem |
| bir sorunun çözümü |
solution to a question |
| bu sorunun basit bir cevabı yok |
there is no simple answer to this question |
| bir sorunun var |
you have a situation |
| verilen bir sorunun çözümü |
solution to a given problem |
| bir sorunun farkında değil |
not aware of a problem |
| herhangi bir sorunun üstesinden gelmek |
overcoming any problems |
| sorunun ayrıntılı bir şekilde anlaşılması |
a detailed understanding of the problem |
| bir sorunun cevabı |
the answer to a problem |