| polisin olduğu durumlarda |
in cases where the police |
polisin olduğu durumlarda terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| polisin suistimali |
police misconduct |
| polisin performansı |
performance of the police |
| polisin suçluluğu |
police complicity |
| polisin elinde |
at the hands of the police |
| polisin baskılanması |
police suppression |
| polisin önünde |
ahead of the police |
| polisin takdir yetkisi |
police have discretion to |
| polisin gücü |
strength of the police |
| polisin önlenmesi |
preventing police |
| polisin suistimal iddiaları |
allegations of police misconduct |
| polisin safları |
the ranks of the police |
| polisin hareketi |
action of the police |
| polisin önünde |
in front of the police |
| polisin kaydı yok |
police have no record |
| polisin bataryası |
battery on police |
| polisin görüşü |
opinion of the police |
| polisin yetkisi var |
police have the power to |
| polisin görüşü |
purview of police |
| polisin görevleri |
tasks of police |
| polisin kendisi |
police itself |
| bazı durumlarda olduğu gibi |
as in some cases |
| uygulanabilir olduğu durumlarda |
provided where applicable |
| diğer durumlarda olduğu gibi |
as on other occasions |
| uygulanabilir olduğu durumlarda ücretler |
charges where applicable |
| yasal ve adil yollarla ve uygun olduğu durumlarda, |
by lawful and fair means and, where appropriate, |
| uygun olduğu durumlarda |
due where applicable |
| bu sözleşmenin performansının daha zahmetli olduğu durumlarda |
where the performance of this contract becomes more onerous |
| sorunların olduğu durumlarda |
in cases where problems |
| tarafların olduğu durumlarda |
in circumstances where the parties |
| uygulanabilir olduğu durumlarda vergiler |
taxes where applicable |
| nisabın olduğu durumlarda |
in cases where quorum |
| uygulanabilir olduğu durumlarda |
where practicable exceed |
| acilen gerekli olduğu durumlarda |
where action is urgently required |
| olduğu gibi, olduğu gibi, tüm hataları ile |
as-is, where-is, with all faults |
| sebep olduğu veya sebep olduğu iddia edildi |
caused or claimed to be caused |
| olduğu gibi ve olduğu gibi |
as is, as available, and with all faults |
| bazı durumlarda |
in some cases |
| bazı durumlarda |
in some instances |
| nadir durumlarda |
in rare cases |
| kimi durumlarda |
payors |
| bazı durumlarda |
in some sense |
| belirli durumlarda |
in certain circumstances |
| bu durumlarda |
in these cases |
| durumlarda |
in instances |
| nadir durumlarda |
on rare occasions |
| bu gibi durumlarda |
in such circumstances |
| nadir durumlarda |
in rare instances |
| bu durumlarda |
in these instances |
| diğer durumlarda |
in other instances |
| bazı durumlarda |
in certain cases |