| bir faaliyetten çıkmayı planlıyor |
plans to exit an activity |
bir faaliyetten çıkmayı planlıyor terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| herhangi bir faaliyetten kaçınmak |
refrain from any activities |
| bir faaliyetten diğerine |
from one activity to another |
| herhangi bir faaliyetten kaynaklanan |
arising from any activity |
| bir mali faaliyetten dolayı muafiyet |
exemption on grounds of a financial activity conducted on an |
| faaliyetten sonra |
after activity |
| faaliyetten net nakit |
net cash from operating |
| faaliyetten sorumlu |
activity responsible |
| faaliyetten kopmak |
break from the activity |
| zihinsel faaliyetten kaynaklanan |
resulting from intellectual activity |
| faaliyetten sonuç |
result from the activity |
| faaliyetten türetilmiş |
derived from the activity |
| faaliyetten faydaları |
benefits from operating |
| faaliyetten habersiz |
unaware of activity |
| faaliyetten sorumludur |
is responsible to operate |
| eski şehirde bir yürüyüşe çıkmayı sevdik |
we loved to go for a walk in the old town |
| bir seyahate çıkmayı düşünüyorum |
i'm thinking about taking a trip |
| dışarı çıkmayı severim |
i like going out |
| başa çıkmayı öğren |
learn to deal with |
| dışarı çıkmayı kabul etti |
agreed to go out |
| başa çıkmayı başardım |
i managed to cope |
| yola çıkmayı hedefliyor |
aims to set out |
| ortaya çıkmayı beklemek |
expect to emerge |
| arkadaşlarla dışarı çıkmayı seviyorum |
i like going out with friends |
| dışarı çıkmayı tercih ederim |
i'd rather go out |
| başa çıkmayı seviyorum |
i like to deal with |
| başa çıkmayı öğrenir |
learns to cope |
| girip çıkmayı tercih etmek |
opting in and out |
| yürüyüşe çıkmayı seviyorum |
i like going for a walk |
| alışverişe çıkmayı severim |
i love to go shopping |
| dışarı çıkmayı seviyorum |
i love going out |
| başa çıkmayı tercih et |
prefer coping |
| alışverişe çıkmayı seviyorum |
love going shopping |
| yürüyüşe çıkmayı seviyorum |
i enjoy going for a walk |
| çıkmayı seç |
select quit |
| dışarı çıkmayı seviyorum |
i enjoy going out |
| dışarı çıkmayı planladım |
planned to go out |
| çıkmayı seviyorum |
i love dating |
| başa çıkmayı hedefliyoruz |
we aim to deal with |
| başa çıkmayı başardılar |
they managed to deal |
| başa çıkmayı öğrendim |
i learned to cope with |
| okumayı, yürüyüşe çıkmayı seviyorum. |
i like to read, to go for a walk. |
| dışarı çıkmayı tercih et |
prefer going out |
| iki katına çıkmayı başardı |
managed to double sales |
| yürüyüşe çıkmayı seviyorum |
i enjoy going hiking |
| başa çıkmayı öğrenme deneyimi |
experience learning to cope |
| başa çıkmayı reddetme |
the refusal to deal with |
| balığa çıkmayı seviyorum |
i love going fishing |
| başa çıkmayı reddediyor |
refuses to deal with |
| uzun yürüyüşlere çıkmayı severim |
i like to go for long walks |
| bir denetim planlıyor ve gerçekleştiriyoruz |
that we plan and perform an audit |