izleyen ilk fırsatta

izleyen ilk fırsatta teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
izleyen ilk fırsatta at the earliest opportunity following

izleyen ilk fırsatta terimi için benzer kelimeler ve anlamları
ilk fırsatta at the first opportunity
ilk fırsatta at your earliest opportunity
ilk fırsatta on the first occasion
ilk fırsatta at the first available opportunity
ilk fırsatta at their earliest opportunity
ilk fırsatta. at the first possible opportunity.
ilk fırsatta gerçekleştirilen carried out at the earliest opportunity
ilk fırsatta at the earliest practicable opportunity
ilk izleyen first following
izleyen ayın ilk first of the month following
izleyen ilk yıllarda in the first years following
izleyen ilk üç ayda in the first three months following
izleyen ilk yıl the first year following
izleyen ilk günlerde in the first days following
her fırsatta at every turn
en yakın fırsatta at the earliest opportunity
fırsatta on ocassion
her fırsatta at every opportunity
bu fırsatta on this opportunity
her fırsatta on every occasion
bir sonraki fırsatta at the next opportunity
başka bir fırsatta in another opportunity
her fırsatta at each turn
bir nesil fırsatta bir kez once in a generation opportunity
her fırsatta every occasion
fırsatta sıçramak leapt at the opportunity
fırsatta in ocassion
her fırsatta at every occasion
bir sonraki fırsatta at the next possible opportunity
her fırsatta at any opportunity
en erken makul fırsatta at the earliest reasonable opportunity
ömür boyu fırsatta in a lifetime opportunity
her fırsatta at every available opportunity
son fırsatta on the last occasion
bu fırsatta at this opportunity
iki fırsatta in two opportunities
her fırsatta bulunmak have every opportunity to
en erken fırsatta at the earliest available opportunity
her fırsatta bulunmak be given every opportunity
ömür boyu fırsatta bir a one in a lifetime opportunity
her fırsatta kullanıyorlar they use at every opportunity
her fırsatta every chance of getting
bu fırsatta on that opportunity
nesil fırsatta bir kez a once in a generation opportunity
başka bir fırsatta on another opportunity
en erken pratik fırsatta at the earliest practical opportunity
en erken fırsatta at the very earliest opportunity
dört farklı fırsatta in four different opportunities
aynı fırsatta on same ocassion
her fırsatta buluştu met at every turn