planlanmamış hamilelik

planlanmamış hamilelik teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
planlanmamış hamilelik unplanned pregnancy

planlanmamış hamilelik terimi için benzer kelimeler ve anlamları
planlanmamış aksama süresi unplanned downtime
planlanmamış aksama süresi unscheduled downtime
planlanmamış gebelikler unplanned pregnancies
planlanmış veya planlanmamış planned or unplanned
planlanmamış not planned
planlanmamış kesintiler unscheduled outages
planlanmamış non planned
planlanmamış kapatma unplanned shutdown
için planlanmamış not planned for
planlanmamış is not planned
planlanmamış ziyaret unplanned visit
planlanmamış uçuş unscheduled flight
planlanmış ve planlanmamış planned and unplanned
planlanmamış çıktı unplanned output
planlanmamış maliyetler unplanned costs
planlanmamış görev unplanned task
planlanmamış kararlar unplanned decisions
planlanmamış kesintiler unscheduled stoppages
planlanmamış is not scheduled
planlanmamış alan unplanned area
planlanmamış hastane kabulleri unplanned hospital admissions
planlanmış veya planlanmamış either planned or unplanned
planlanmamış amortisman unplanned depreciation
planlanmamış büyüme unfettered growth
hala planlanmamış still not planned
planlanmamış geri ödeme unscheduled repayment
planlanmamış doğum unplanned birth
planlanmamış buluşmak meet unplanned
planlanmış ve planlanmamış olaylar planned and unplanned events
planlanmamış olanları engelle prevent unplanned
hızlı planlanmamış kentsel büyüme rapid unplanned urban growth
planlanmamış müdahaleler unplanned interventions
planlanmamış geceleme unplanned overnight stay
planlanmamış of unscheduled
planlanmamış no planned
planlanmamış an unscheduled
planlanmamış for unplanned
zamanlanmış veya planlanmamış bakım scheduled or unscheduled maintenance
planlanmamış insan unplanned human
planlanmamış veya istenmeyen gebelikler. unplanned or unwanted pregnancies.
planlanmamış olay unplanned incident
planlanmamış eylemler unplanned actions
planlanmamış ödeme unscheduled payment
planlanmamış görüşmeler unscheduled talks
planlanmamış lead to unplanned
planlanmamış kentsel gelişim unplanned urban development
planlanmamış kesinti any unplanned interruption
planlanmamış toplantı unplanned meeting
planlanmamış gelişme unfettered development
planlanmamış dahil including unplanned