bazı problemler yaratır

bazı problemler yaratır teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
bazı problemler yaratır poses some problems

bazı problemler yaratır terimi için benzer kelimeler ve anlamları
bu problemler yaratır this poses problems
bazı insanlar yaratır some people create
bazı şüpheler yaratır creates some doubts
bazı problemler some problems
bazı problemler var there are some problems
bazı problemler oldu there have been some problems
bazı problemler var have some problems
bazı problemler vardı there were some problems
bazı problemler devam ediyor some problems remain
bazı problemler some problems with
bazı problemler yaşadım experienced some problems
bazı ciddi problemler some serious problems
bazı problemler çıkarmak raise some problems
bazı problemler fark ediyorum i notice some problems
bazı küçük problemler some minor problems
bazı problemler yaşıyor is having some problems
bazı problemler yaşıyorum i am having some problems
bazı problemler tespit ettik we detected some problems
ilgili bazı problemler some problems concerning
bazı problemler yaşamak having some problems
bazı problemler gönderme some problems sending
bazı problemler yaşadım i have experienced some problems
bazı oldukça ciddi problemler some pretty serious problems
bazı kişisel problemler certain personal problems
bazı problemler bulundu some problems were found
bazı yargı bölgelerinde, bazı istisnalar hariç as some jurisdictions do not allow some of the exclusions
fark yaratır makes a difference
fark yaratır makes the difference
fark yaratır makes all the difference
fark yaratır it makes a difference
yaratır it creates
büyük fark yaratır makes a big difference
etki yaratır makes an impact
günde ne fark yaratır what a difference a day makes
farkındalık yaratır creates awareness
fark yaratır the difference it makes
hangi yaratır which creates
çok az fark yaratır makes little difference
bu yaratır that creates
işler yaratır creates jobs
değer yaratır creates value
fark yaratır that makes the difference
izlenimi yaratır creates the impression
olumlu bir fark yaratır makes a positive difference
fark yaratır makes a world of difference
kendini yeniden yaratır reinvents itself
endişe yaratır causes concern
odak yaratır creates focus
bu bir fark yaratır that make a difference
fark yaratır mı difference does it make