| söyleyecek çok şeyim vardı |
had plenty to tell |
söyleyecek çok şeyim vardı terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| sana söyleyecek çok şeyim var |
i have a lot to tell you |
| söyleyecek çok şeyim yok |
i don't have much to say |
| söyleyecek çok şeyim var |
i have a lot of things to say |
| sana söyleyecek daha çok şeyim var |
have more to tell you |
| söyleyecek bir şeyim var |
i got something to say |
| söyleyecek bir şeyim var |
i've got something to say |
| söyleyecek bir şeyim yok |
i have nothing further to say |
| söyleyecek hiçbir şeyim yok |
i have nothing to say |
| söyleyecek bir şeyim var |
i have something to say |
| söyleyecek hiçbir şeyim yok |
i have nothing else to say |
| söyleyecek başka bir şeyim yok |
i have nothing more to say |
| söyleyecek çok şeyi vardı |
had plenty to say |
| çok fazla şeyim vardı |
i had too many |
| bekleyen çok şeyim vardı |
i had many things pending |
| söyleyecek sadece iyi şeyler vardı |
had only good things to say |
| onun için bir şeyim vardı |
had a thing for her |
| bu yüzden bir şeyim vardı |
therefore i had something |
| bir kızla bir şeyim vardı |
i had something with a girl |
| yapacak bir şeyim vardı ... |
i had something to do... |
| gerçekten iyi bir şeyim vardı |
i had indeed a good |
| bir şeyim vardı |
i was having something |
| için bir şeyim vardı |
i had a thing for |
| söyleyecek çok şeyi var |
has much to say |
| söyleyecek çok şeyi var |
has a lot to say |
| söyleyecek çok şeyiniz yok |
don't have much to say |
| söyleyecek çok şeyi var |
has plenty to say |
| söyleyecek çok şeyi var |
has a great deal to say |
| söyleyecek çok az |
so little to say |
| söyleyecek çok şey yok |
there isn't much to tell |
| söyleyecek çok şeyin var |
have so much to tell |
| öğrenecek çok şeyim var |
i have a lot to learn |
| öğrenmek için çok şeyim var |
i have a great deal to learn |
| çok şeyim var |
i have got a lot of |
| öğrenecek çok şeyim var |
i have much to learn |
| onları önerecek çok şeyim var |
have much to recommend them |
| hala çok şeyim var |
i still have a lot left |
| verecek çok şeyim var |
i have a lot to give |
| sunacak çok şeyim var |
i have much to offer |
| çok fazla şeyim yok |
i don't have so much |
| bildirecek çok az şeyim var |
i have little to report |
| sunacak daha çok şeyim var |
i have more to offer |
| verecek çok şeyim var |
i have so much more to give |
| müteşekkir olacak çok şeyim var |
i have much to be thankful |
| çok az şeyim kaldı |
i have very little left |
| katkıda bulunacak çok şeyim var |
i have much to contribute to |
| yaşayacak çok şeyim var. |
got a lot to live up to. |
| kutlayacak çok şeyim var |
have much to celebrate |
| açısından sunacak çok şeyim var |
i have a lot to offer in terms of |
| seyahat edecek çok şeyim var |
i have far to travel |
| korkacak daha çok şeyim var |
i have more to fear |