sahip olmakta ısrar ettiler

sahip olmakta ısrar ettiler teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
sahip olmakta ısrar ettiler they have insisted on having

sahip olmakta ısrar ettiler terimi için benzer kelimeler ve anlamları
sahip olmakta ısrar etmek insist on having
sahip olmakta ısrar etmek insist in having
sahip olmakta ısrar ediyor is insisting on having
ısrar ettiler they persisted in
ısrar ettiler they have insisted on
ısrar ettiler they insisted that
ısrar etmememde ısrar etti insisted that i not
lezzetli olmakta relishable
önceden uyarılmak zorunlu olmakta being forewarned is being forearmed
yardımcı olmakta yardımcı helpful in assisting
aşamalı olmakta is being phased in
konsantre olmakta zorluk difficulty in concentrating
şu anda olmakta are being currently
kansere neden olmakta in causing cancer
konsantre olmakta zorlanıyorum i have trouble concentrating
emin olmakta yatıyor lies in making sure
meşgul olmakta serbest is free to engage
konsantre olmakta zorlanıyor having a hard time concentrating
yardımcı olmakta aktif olmuştur has been active in assisting
hala olmakta are still being been
şu anda olmakta olan that are being currently
iş sahibi olmakta zorluk çekiyor trouble keeping a job
konsantre olmakta zorlanıyorum i have a hard time concentrating
konsantre olmakta zorlanmak find it hard to concentrate
ön uç olmakta is being front ended
reforma tabi olmakta is being subject to reform
yardımcı olmakta etkili olacak will be instrumental in assisting
kabul ettiler they have agreed
bunu kabul ettiler they agreed that
not ettiler they noted
teklif ettiler they proposed
inşa ettiler they built
takas ettiler they traded
iddia ettiler they claimed that
tercih ettiler they preferred
kavga ettiler they fought
tahmin ettiler they estimated
bana tavsiye ettiler they advised me
umut ettiler they hoped
talep ettiler they have requested
test ettiler they tested
işaret ettiler they pointed out
taahhüt ettiler they committed to
tahsil ettiler they charged
elde ettiler they obtained
önderlik ettiler they were led by
yardım ettiler they helped
az fark ettiler mi little did they realise
tahmin ettiler they forecasted
kabul ettiler they accepted