onu ikna etmeye çalışmak

onu ikna etmeye çalışmak teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
onu ikna etmeye çalışmak attempt to persuade her

onu ikna etmeye çalışmak terimi için benzer kelimeler ve anlamları
ikna etmeye ikna etmek convincing to persuade
ikna etmeye çalışmak trying to convince
ikna etmeye çalışmak trying to persuade
ikna etmeye çalışmak attempt to persuade
onu ikna etmeye çalıştım i tried to convince him
ikna etmeye çalış try to convince
ikna etmeye çalıştı tried to convince
ikna etmeye çalış try to persuade
ikna etmeye çalıştı tried to persuade
ikna etmeye çalışır tries to persuade
kabul etmeye ikna olmuş persuaded to accept
ikna etmeye yardım ettim helped persuade
ikna etmeye çalıştı he sought to convince
onları kabul etmeye ikna etmek convince them to agree
ikna etmeye yardım et help convince
ikna etmeye açık open to persuasion
seni ikna etmeye çalıştım i tried to persuade you
seni ikna etmeye çalıştı tried to persuade you to
kabul etmeye ikna etmek convince to accept
seni ikna etmeye çalışıyorum i try to persuade you
ikna etmeye çalışıyordu was trying to convince
seni ikna etmeye çalış try to convince you that
bunun yerine, saldırganın kullanıcıları ziyaret etmeye ikna etmesi gerekir instead, an attacker would have to convince users to visit t
kabul etmeye ikna etmek persuade to accept
ikna etmeye yardımcı olur helps to persuade
ikna etmeye yardımcı olur helps to convince
biraz ikna etmeye ihtiyacım var need some persuasion
ikna etmeye yardımcı olacak will help to persuade
ikna etmeye çağırdı urged to persuade
ikna etmeye çalıştım i tried to convince
onu ikna et convince her
onu ikna etti convinced him to
onu ikna et persuade him
onu ikna ettim i convinced him
onu ikna etti persuaded him
onu ikna eder convinces her
onu ikna ediyorum i convince her
onu yapmamaya ikna etti he persuaded him not to
onu ikna etmek persue her
onu ikna etmek persuading him
onu ikna ediyor he convinces her
onu ikna edebilirim i could convince him
onu ikna etmek convincing him
onu ikna etti he persuaded him
kimse onu ikna edemez no one can convince him
onu ikna etmemek convince him not to
onu ikna ediyorum i persue her
onu ikna edebilir could convince him
onu ikna ettim i convinced him that
onu ikna ediyorlar they convince her