zor bir şeyle baş edebilmek

zor bir şeyle baş edebilmek teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
zor bir şeyle baş edebilmek be able to deal with something difficult

zor bir şeyle baş edebilmek terimi için benzer kelimeler ve anlamları
durumla baş edebilmek için in order to cope with the situation
hayatla baş edebilmek able to cope with life
zorluklarla baş edebilmek için in order to cope with the challenges
bir şeyle baş etmek to cope with something
bir şeyi bir şeyle değerlendirmek to assess something with something
bir şeyi bir şeyle değiştirmek change something by something
bir şeyi bir şeyle hizalamak align something with something
bir şeyi bir şeyle uzlaştırmak reconcile something with something
teslim edebilmek able to deliver
idare edebilmek able to handle
seyahat edebilmek able to travel
rekabet edebilmek be competitive with
hareket edebilmek able to act
teslim edebilmek be able to deliver
tespit edebilmek able to identify
iddia edebilmek able to claim
olumlu rekabet edebilmek compete favorably
meşgul edebilmek able to engage
hizmet edebilmek able to serve
tespit edebilmek able to spot
yardım edebilmek able to help
rekabet edebilmek able to compete
teklif edebilmek be able to offer
takip edebilmek able to track
rekabet edebilmek to be in competition
idare edebilmek be able to handle
adapte edebilmek able to adapt
tedarik edebilmek able to supply
komuta edebilmek able to command
rekabet edebilmek için in order to become competitive
teklif edebilmek being able to offer
tedarik edebilmek be able to supply
elde edebilmek able to acquire
ifade edebilmek able to state
hizmet edebilmek be able to serve
sana yardım edebilmek able to assist you
seyahat edebilmek be able to travel
transfer edebilmek able to transfer
entegre edebilmek able to integrate
şarj edebilmek able to charge
devam edebilmek able to proceed
rekabet edebilmek achieve competitiveness
yardım edebilmek able to assist
takip edebilmek able to follow
etki edebilmek able to effect
inşa edebilmek be able to build
ispat edebilmek be able to prove
temsil edebilmek able to represent
rekabet edebilmek to be competitive against
taahhüt edebilmek able to commit