rekabet edebilmek için

rekabet edebilmek için teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
rekabet edebilmek için in order to become competitive

rekabet edebilmek için terimi için benzer kelimeler ve anlamları
rekabet edebilmek be competitive with
olumlu rekabet edebilmek compete favorably
rekabet edebilmek able to compete
rekabet edebilmek to be in competition
rekabet edebilmek achieve competitiveness
rekabet edebilmek to be competitive against
rekabet edebilmek to gain competitiveness
rekabet edebilmek make it competitive with
rekabet edebilmek to stay competitive with
durumla baş edebilmek için in order to cope with the situation
vida edebilmek için in order to be able to screw
yardım edebilmek için yardımına ihtiyacım var need your help to be able to
zorluklarla baş edebilmek için in order to cope with the challenges
rekabet ve rekabet gücü competition and competitiveness
rekabet yanlısı ve rekabet karşıtı etkiler pro-competitive and anti-competitive effects
rekabet gücü ve rekabet competitiveness and competition
teslim edebilmek able to deliver
idare edebilmek able to handle
seyahat edebilmek able to travel
hareket edebilmek able to act
teslim edebilmek be able to deliver
tespit edebilmek able to identify
iddia edebilmek able to claim
meşgul edebilmek able to engage
hizmet edebilmek able to serve
tespit edebilmek able to spot
yardım edebilmek able to help
teklif edebilmek be able to offer
takip edebilmek able to track
idare edebilmek be able to handle
adapte edebilmek able to adapt
tedarik edebilmek able to supply
komuta edebilmek able to command
teklif edebilmek being able to offer
tedarik edebilmek be able to supply
elde edebilmek able to acquire
ifade edebilmek able to state
hizmet edebilmek be able to serve
sana yardım edebilmek able to assist you
seyahat edebilmek be able to travel
transfer edebilmek able to transfer
entegre edebilmek able to integrate
şarj edebilmek able to charge
devam edebilmek able to proceed
yardım edebilmek able to assist
takip edebilmek able to follow
hayatla baş edebilmek able to cope with life
etki edebilmek able to effect
inşa edebilmek be able to build
ispat edebilmek be able to prove