| sana vermekten mutluluk duyacağım |
will be glad to give you |
sana vermekten mutluluk duyacağım terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| size yardımcı olmaktan mutluluk duyacağım |
i will be delighted to assist you |
| size yardımcı olmaktan mutluluk duyacağım |
be glad to assist you |
| senin emrinde olmaktan mutluluk duyacağım. |
i will be pleased to be at your disposal. |
| sizi ağırlamaktan mutluluk duyacağım |
i will be pleased to welcome you |
| sorularınızı cevaplamaktan mutluluk duyacağım. |
i will be pleased to answer your questions. |
| desteğinize güvenmekten mutluluk duyacağım |
i'll be delighted to count on your support |
| size vermekten mutluluk duyuyoruz |
we are pleased to give you |
| cevap vermekten mutluluk |
glad to answer |
| size hizmet vermekten mutluluk duyarız |
we will be glad to serve you |
| cevap vermekten mutluluk duyarım |
i would be glad to answer |
| cevap vermekten mutluluk duyarız |
we would be happy to answer your |
| vermekten mutluluk duyuyoruz |
we are delighted to give |
| herhangi bir sorunuza cevap vermekten mutluluk duyarım |
i would be delighted to answer any question you may have |
| cevap vermekten mutluluk duyarım |
i would be delighted to answer |
| cevap vermekten mutluluk duyar |
is pleased to respond to |
| referans vermekten mutluluk |
happy to provide a reference |
| cevap vermekten mutluluk duyuyorum |
i'm delighted to answer |
| mutluluk ve mutluluk |
happiness and bliss |
| mutluluk mutluluk |
bliss bliss |
| onur duyacağım |
i will be honored |
| çok onur duyacağım |
i will be very honoured |
| onur duyacağım |
i'll be honoured |
| katılmak için onur duyacağım |
i will be honored to attend |
| davasını duyacağım |
i will hear your case |
| şimdi duyacağım |
i du now |
| seninle gurur duyacağım |
i will feel proud of you |
| ayrıca onur duyacağım |
will also honor |
| sana cevap vermekten mutlu olurum |
i will be glad to answer you |
| sana cevap vermekten memnun oldum |
glad to answer you |
| sana cevap vermekten memnun olurum |
i would appreciate to answer you |
| sana cevap vermekten mutlu olurum |
i will be pleased to answer you |
| sana vermekten mutlu |
happy to give you |
| sana yardım etmekten mutluluk duyarım |
be glad to help you |
| sana mutluluk vermemek |
not give you the happiness |
| sana sevgi ve mutluluk diliyorum |
i wish you love and happiness |
| sana göz kulak olmaktan mutluluk duyarız |
we would be delighted to look after you |
| sana mutluluk getirecek |
will bring you happiness |
| mutluluk sana verir |
happyness give you |
| sana mutluluk getir |
bring you happiness |
| sana yardım etmekten mutluluk duyarım |
is glad to help you |
| vermekten |
inflicting |
| almaktansa, vermekten daha kutsanmış |
give than to receive, it is more blessed to |
| cevap vermekten mutlu olurum |
i would be happy to answer |
| tavsiye vermekten memnuniyet duyuyorum |
i am pleased to advise |
| karar vermekten vazgeçmek |
put off making decisions |
| cevap vermekten mutlu oluruz |
we are happy to answer |
| zarar vermekten daha iyisini yapmak |
do more good than harm |
| vermekten kaçınmak |
avoid giving |
| izin vermekten kaçın |
avoid allowing |
| vermekten kaçınmak |
avoiding to give |