| sormakta fayda var |
have a point in asking |
sormakta fayda var terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| sormakta tereddüt etmeyin |
don't hesitate to ask |
| lütfen sormakta tereddüt etmeyin |
please do not hesitate to ask |
| sormakta serbest kaldı |
fell free to ask |
| sormakta özgür |
free to ask |
| bana sormakta tereddüt etme |
don't hesitate asking me |
| lütfen sormakta tereddüt etmeyin |
please don't hesitate to ask |
| bana sormakta tereddüt etme |
don't hesitate in asking me |
| sormakta ısrar etmek |
insist on asking |
| soru sormakta tereddüt etmeyin |
don't hesitate to ask questions |
| herhangi bir soru sormakta tereddüt etmeyin |
don't hesitate to ask any questions |
| ona sormakta tereddüt ediyorum |
i hesitate to ask him |
| eğer olup olmadığını sormakta tereddüt etmeyin |
not hesitate to ask if you have |
| sorularınız olup olmadığını sormakta tereddüt etmeyin |
don't hesitate to ask if you have questions |
| sormakta ısrar etmek |
to insist asking |
| sormakta isteksiz |
are reluctant to ask |
| hala sahip olduğunuz soruları sormakta tereddüt etmeyin. |
don't hesitate to ask any questions you still have. |
| sormakta utanılacak bir şey yok |
there's no shame in asking |
| detaylı bilgi almak istiyorsanız lütfen bize sormakta tereddüt etmeyiniz. |
please do not hesitate to ask us if you wish to receive detailed information |
| marjinal fayda + fayda |
marginal utility+utility |
| not etmekte fayda var |
it is worthwhile to note |
| herhangi bir fayda var mı |
are there any benefits |
| hatırlamakta fayda var |
it is worthwhile to recall |
| not etmekte fayda var |
it is useful to note |
| bir çok fayda var |
there are a lot of benefits |
| anlamakta fayda var |
it's helpful to understand |
| bunu belirtmekte fayda var. |
it is worthwhile noting that, |
| çok az fayda var |
there are few benefits |
| fayda, ruth |
benedict, ruth |
| topluma fayda sağlamak |
benefit society |
| fayda maliyet |
cost-benefit |
| tanımlanmış fayda |
defined-benefit |
| ekonomik fayda |
economic good |
| beklenen fayda |
expected utility |
| azalan marjinal fayda kanunu |
law of diminishing marginal utility |
| marjinal fayda |
marginal utility |
| risk-fayda |
risk-benefit |
| kendi kendine fayda |
self-benefit |
| fayda üzerine kurulu |
unpragmatic |
| fayda fonksiyonu |
utility function |
| fayda maliyet |
cost benefit |
| fayda sağlayan |
beneficially owned |
| fayda planı |
benefit plan |
| fayda maliyetleri |
utility costs |
| fayda ölçeği |
utility scale |
| çalışanlara sağlanan fayda planı |
employee benefit plan |
| fayda paylaşımı |
benefit sharing |
| fayda paketi |
benefits package |
| korunmus fayda |
retained profit |
| nihai fayda sahibi |
ultimate beneficial owner |
| fayda yok |
there is no use |