| öngörülemeyen bir durumla ilgili maliyetler |
costs associated with an unforeseen situation |
öngörülemeyen bir durumla ilgili maliyetler terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| öngörülemeyen maliyetler |
unforeseen costs |
| öngörülemeyen maliyetler |
unpredictable costs |
| öngörülemeyen maliyetler |
unforseen costs |
| öngörülemeyen maliyetler |
unforeseeable costs |
| durumla ilgili bir güncelleme |
an update regarding the situation |
| tıbbi bir durumla ilgili olabilecek sorularınız |
questions you may have regarding a medical condition |
| durumla ilgili |
regarding the status |
| durumla ilgili |
situation regarding |
| bu durumla ilgili |
regarding this situation |
| durumla ilgili |
concerning situation |
| durumla ilgili |
regarding the situation |
| mevcut durumla ilgili |
regarding the current situation |
| özel durumla ilgili |
concerning the specific case |
| finansal durumla ilgili bankalar |
banks regarding financial situation |
| mevcut durumla ilgili olarak |
with regard to the current status |
| mevcut durumla ilgili |
concerning the current situation |
| durumla ilgili zorluklar |
challenges with a situation |
| durumla ilgili |
relate to the situation |
| mevcut durumla ilgili geribildirim |
feedback on current status |
| acil durumla ilgili |
emergency-related |
| gerçek durumla ilgili |
regarding real state |
| durumla ilgili |
concerned at the situation |
| durumla ilgili görüşler |
opinions regarding the situation |
| acil durumla ilgili göç |
emergency-related migration |
| durumla ilgili |
concerned with the situation |
| durumla ilgili güncelleme |
update on the situation with |
| bir durumla karşılaşmak |
encounter a situation |
| bir durumla başa çıkmak |
cope with a situation |
| sunucu, beklenmeyen bir durumla karşılaştı ve |
the server encountered an unexpected condition which prevent |
| zor bir durumla uğraşmak |
deal with a difficult situation |
| zor bir durumla başa çıkmak |
dealing with a difficult situation |
| bir durumla başa çıkmak |
dealing with a situation |
| böyle bir durumla başa çıkmak |
deal with such situation |
| acil bir durumla başa çıkmak |
dealing with an emergency |
| acil bir durumla başa çıkmak |
handle an emergency |
| bir durumla karşı karşıya |
facing a situation |
| bir durumla karşı karşıya |
confronted with a situation |
| acil bir durumla baş etmek için |
to deal with an emergency |
| bir durumla karşı karşıya |
are faced with a situation |
| beklenmedik bir durumla karşılaştı |
encountered an unexpected condition |
| zor bir durumla karşılaştığında |
when faced with a difficult situation |
| tehlikeli bir durumla sonuçlanır. |
result in a hazardous situation. |
| zor bir durumla karşı karşıya |
face a difficult situation |
| bir durumla sunulmak |
be presented with a situation |
| altta yatan bir durumla ilişkili |
associated with an underlying condition |
| ciddi bir ekonomik durumla karşı karşıya |
faced a severe economic |
| bir durumla karşı karşıya |
faces a situation |
| bir durumla sınırlı |
limited to one occasion |
| acil bir durumla karşılaşmak |
encounter an emergency |
| herhangi bir acil durumla |
with any emergency |