| olumsuz durumların üstesinden gelmek |
overcome adverse situations |
olumsuz durumların üstesinden gelmek terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| olumsuz etkilerin üstesinden gelmek |
overcome the negative impact |
| acil durumların ele alınması |
handling emergencies |
| acil durumların ele alınması |
handling of emergencies |
| durumların yönetimi |
management of situations |
| bu gibi durumların giderilmesi |
remedy such situations |
| durumların farkında olmak |
be aware of situations |
| acil durumların |
of contingencies |
| durumların daha iyi anlaşılması |
a better understanding of the circumstances |
| potansiyel durumların ön incelemesi |
preliminary examination of potential situations |
| durumların yönlendirmeleri |
referrals of situations |
| özel durumların varsa |
if you have special circumstances |
| durumların açıklanması |
disclosure of contingencies |
| beklenmedik durumların değerlendirilmesi |
assessment of contingencies |
| acil durumların önlenmesi |
prevention of contingencies |
| hassas durumların özel ihtiyaçları |
special needs of vulnerable |
| durumların seçimi |
selection of situations |
| bu gibi durumların etkileri |
the effects of such situations |
| acil durumların izlenmesi |
monitoring for emergencies |
| farklı durumların çeşitliliği |
variety of different situations |
| üstesinden gelmek |
overcome |
| üstesinden gelmek |
row over |
| zorlukların üstesinden gelmek |
overcome challenges |
| üstesinden gelmek |
make through |
| sorunların üstesinden gelmek |
deal with problems |
| üstesinden gelmek |
handle over |
| sorunların üstesinden gelmek |
deal with issues |
| üstesinden gelmek |
to be overcome |
| sorunların üstesinden gelmek |
overcome problems |
| zoru başarmak, üstesinden gelmek |
beating the odds |
| üstesinden gelmek |
overcome with |
| üstesinden gelmek |
handling over |
| itirazların üstesinden gelmek |
overcome objections |
| bir zorluğun üstesinden gelmek |
overcome a challenge |
| üstesinden gelmek |
looms over |
| üstesinden gelmek |
fighting off |
| yoksulluğun üstesinden gelmek |
overcome poverty |
| zorlukların üstesinden gelmek |
overcome difficulties |
| zorlukların üstesinden gelmek |
overcoming challenges |
| direncin üstesinden gelmek |
overcome resistance |
| üstesinden gelmek |
get nailed |
| itirazların üstesinden gelmek |
overcoming objections |
| krizin üstesinden gelmek |
overcome the crisis |
| üstesinden gelmek için |
in order to overcome |
| üstesinden gelmek |
trek up |
| bu zorluğun üstesinden gelmek |
meeting this challenge |
| korkunun üstesinden gelmek |
overcome fear |
| başarısızlıkların üstesinden gelmek |
overcome setbacks |
| sıkıntının üstesinden gelmek |
overcome adversity |
| bu sorunun üstesinden gelmek |
overcome this problem |
| üstesinden gelmek |
have overcome |