beni tahrik ediyorsun beni azdırıyorsun beni baştan çıkarıyorsun

beni tahrik ediyorsun beni azdırıyorsun beni baştan çıkarıyorsun teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
beni tahrik ediyorsun beni azdırıyorsun beni baştan çıkarıyorsun you turn me on

beni tahrik ediyorsun beni azdırıyorsun beni baştan çıkarıyorsun terimi için benzer kelimeler ve anlamları
harika bir iş çıkarıyorsun you are doing a great job
kendini öne çıkarıyorsun you make yourself stand out
tadını çıkarıyorsun you are basking
zaten elden çıkarıyorsun you already dispose of
tahrik tahrik propulsion drive
tahrik tahrik propel drive
jet tahrik tahrik sistemi jet drive propulsion system
tahrik kayışı tahrik drive belt driven
tahrik edici tahrik stimulating drive
beni hasta ediyorsun you make me sick
beni mutlu ediyorsun u make me happy
beni deli ediyorsun you are driving me crazy
beni tavsiye ediyorsun you recommend me
beni çok mutlu ediyorsun you make me so glad
beni tehdit ediyorsun you threaten me
beni ikna ediyorsun you persuade me
beni hasta ediyorsun u make me sick
beni davet ediyorsun you are inviting me
beni baştan çıkarmamaya yönlendir. lead me not into temptation.
beni tahrik et turn me on
bunu kabul ediyorsun you acknowledge that
tercih ediyorsun you would rather
kabul ediyorsun you acknowledge
temsil ediyor ve garanti ediyorsun you represent and warrant
onaylıyor ve kabul ediyorsun you acknowledge and agree
bağlanmayı kabul ediyorsun you agree to be bound
tercih ediyorsun you prefer
sen onu temsil ediyorsun you represent that
benden nefret ediyorsun you hate me
en iyisini hak ediyorsun you deserve the best
hak ediyorsun you qualify for
temsil ediyorsun you represent
iddia ediyorsun you claim
sen teklif ediyorsun you propose
uymayı kabul ediyorsun you agree to abide
hak ediyorsun you qualify
benim için çok şey ifade ediyorsun you mean a lot to me
rıza ediyorsun you are consenting
şartları kabul ediyorsun you agree to the terms
kabul ediyorsun you hereby acknowledge
sen mücadele ediyorsun you are struggling
kabul ediyorsun you accept
seni temsil ediyorsun you represent that you
ödemeyi kabul ediyorsun you agree to pay
kabul ediyorsun you are acknowledging
daha fazla onaylıyor ve kabul ediyorsun you further acknowledge and agree
tedarik ediyorsun you supply
teklif ediyorsun you are offering
sen daha iyisini hak ediyorsun you deserve better
bunu garanti ediyorsun you warrant that