Goca
Sözlük
verilen dikkatin artması
verilen dikkatin artması
teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı
Türkçe
İngilizce
verilen dikkatin artması
increasing attention being paid to
verilen dikkatin artması terimi için benzer kelimeler ve anlamları
dikkatin odağı
focus of attention
nazik dikkatin
your kind attention
dikkatin dağıldı
was distracted
dikkatin dağıldı
got distracted
dikkatin dağılması
getting distracted
dikkatin kapsamı
scope of attention
tam dikkatin
your full attention
dikkatin ana odak noktası
major focus of attention
dikkatin gücü
power of attention
tüm dikkatin için teşekkür ederim
thank you for all your attentions
dikkatin dağıldı
have been distracted
dikkatin odağı
focus of consideration
senin dikkatin
of your attention
bölünmemiş dikkatin
your undivided attention
dikkatin gittiği yerde enerji akıyor
energy flows where attention goes
dikkatin
your vigilance
dikkatin ortasında
in the middle of attention
dikkatin ortasında
in the middle of atention
küresel dikkatin odağı
focus of global attention
dikkatin gerekli
your attention required
dikkatin çoğu üzerinde duruldu
most of the attention has focused on
çok dikkatin dağılmış
so distracted
dikkatin arttırılması
promoting attention
senin dikkatin
the attention that you
dikkatin patlaması
explosion of attention
dikkatin dağıldı
you were distracted
dikkatin arttırılması
improving attention
özel dikkatin
your particular attention
dikkatin odağını uzaklaştırıyor
shifts the focus of attention away
dikkatin payı
the share of attention
dikkatin odağını uzaklaştırdı
shifted the focus of attention away from
dikkatin yeni odağı
new focus of attention
dikkatin bir odak noktası
one focus of attention
dikkatin kesri
fraction of attention
deneyimin artması
expertize
sermayenin artması
raising capital
işsizliğin artması
rising unemployment
işsizliğin artması
soaring unemployment
şiddetin artması
escalation of violence
artması bekleniyor
is likely to increase
artması bekleniyor
is expected to increase
artması muhtemel
are likely to increase
artması bekleniyor
expected to increase
beklentilerin artması
heightened expectations
artması muhtemel
likely to increase
olasılığın artması
increasing likelihood
talebin artması
spike in demand
işbirliğinin artması
increased collaboration
anlaşmazlığın artması
escalation of conflict
işsizliğin artması
increased unemployment