| ile bakıldığında |
when viewed with |
ile bakıldığında terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| geçmişe bakıldığında |
in retrospect |
| bakıldığında |
when viewed |
| bakıldığında |
on beholding |
| bakıldığında |
considering look |
| den bakıldığında |
when viewed from |
| açısından bakıldığında |
considered in terms of |
| bu açıdan bakıldığında |
seen from this perspective |
| açısından bakıldığında |
viewed in terms of |
| uzaktan bakıldığında |
viewed from a distance |
| açısından bakıldığında |
are viewed in terms of |
| karşı bakıldığında |
when viewed against |
| yukarıdan bakıldığında |
when viewed from above |
| gerektiği gibi bakıldığında |
when properly maintained |
| bakıldığında |
while viewed |
| bakıldığında |
when cared for |
| bakıldığında |
when looked upon |
| geçmişe bakıldığında |
acting in retrospect |
| bağlamında bakıldığında |
when viewed in the context of |
| en iyi bakıldığında |
best viewed from |
| yandan bakıldığında |
when viewed from the side |
| bir taraftan bakıldığında |
when viewed from a side |
| belirli ürünlerde önceki işlemlere bakıldığında |
in view of previous trade in certain products |
| sonucuna bakıldığında |
given that the outcome |
| bu varsayımlara bakıldığında |
given these assumptions |
| bakıldığında |
when regarded |
| geçmişe bakıldığında |
seen in retrospect |
| başka bir açıdan bakıldığında |
viewed from another perspective |
| sadece geçmişe bakıldığında |
it is only in retrospect |
| açılı olarak bakıldığında |
when viewed at an angle |
| perspektiften bakıldığında |
considered from the perspective |
| açısından bakıldığında |
quintiles in terms of |
| uzaktan bakıldığında |
viewed from the distance |
| bir bütün olarak bakıldığında |
when looked as a whole |
| bakıldığında |
for when viewed |
| yakından bakıldığında |
closely pegged to |
| bakış açısından bakıldığında |
considered from the point of view |
| bakıldığında |
in so far as regards |
| bal ile sirke ile olduğundan daha fazla sinek yakalayabilirsin |
you can catch more flies with honey than with vinegar |
| göz ile temasında derhal bol su ile yıkayın. |
in case of contact with eyes, rinse immediately with plenty |
| ile düzenleme ile yayınlandı |
published by arrangement with |
| ile sözleşme ile |
by contract with |
| ile veya ile birleşme |
merger with or into |
| e-posta ile onay ile |
with confirmation by e-mail |
| ile ilgili ayrıntılı bilgi ile |
with a detailed information regarding |
| bir patlama ile değil, bir heves ile |
not with a bang, but with a whimper |
| iade makbuzu ile kayıtlı mektubu ile. |
by registered letter with return receipt. |
| sarı ile siyah boya işleri ile tanımlanabilirler |
they can be identified by their black paint jobs with yellow |
| ile etkileşimleri ile ilgili |
relating to interactions with |
| kötülük ile kötülük ile mücadele |
fight evil with evil |
| bunun dünya ile ne alakası var avrupa ile |
what on earth has this got to do with europe |