| tasarruf yapılmasını sağlar |
allows savings to be made |
tasarruf yapılmasını sağlar terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| tüm vanaların yapılmasını sağlar |
makes sure all valves |
| düzenlemelerin yapılmasını sağlar |
ensures regulations are |
| karşılaştırmaların yapılmasını sağlar |
allows for comparisons to be made |
| yapılmasını sağladığı |
devolatilize |
| yarışma yapılmasını reddetmek |
plead no contest |
| yarışma yapılmasını reddetti |
pleaded no contest |
| bir şeyin doğru yapılmasını istiyorsanız |
if you want something done right |
| işin yapılmasını sağlamak |
to ensure that the job gets done |
| bir şey yapılmasını istiyorsan |
if you want something done |
| şirket misilleme yapılmasını yasaklar |
the company prohibits retaliation |
| bu adli işlemin yapılmasını gerektirir |
requires that judicial proceedings |
| tarafından giriş yapılmasını sağlamak |
to ensure buy-in from |
| daha fazla araştırma yapılmasını garanti eder |
it warrants further research |
| yatırım yapılmasını bekliyor |
expects investments to be made |
| bunun yapılmasını sağlamak |
to ensure that this is done |
| yapılmasını istemek |
ask to be done |
| uluslararası af örgütü ile gayri resmi bir toplantı yapılmasını istedi |
amnesty international had requested an informal meeting with |
| komisyon, yardımın yapılmasını önerir |
commission proposes that the aid |
| yapılmasını istiyorum |
i want it done |
| yapılmasını istediği halde |
though purporting to be made |
| yapılmasını bekle |
expect to be done |
| misilleme yapılmasını yasaklar |
forbids retaliation |
| yapılmasını sağlayacağım |
i will ensure it is done |
| yeniden değerlendirme yapılmasını istedi |
has prompted a reconsideration |
| sözleşmelerin yapılmasını gerektirir |
requires contracts to be |
| daha fazla araştırma yapılmasını garanti eder |
warrants further research |
| daha fazla araştırma yapılmasını gerekli kılmak |
necessitate further investigation |
| misilleme yapılmasını kesinlikle yasaklar |
strictly prohibits retaliation against |
| kabule tabi sözleşmelerin yapılmasını sağlamak |
make the conclusion of contracts subject to acceptance b |
| bir sözleşmenin yapılmasını sağlamak |
make conclusion of a contract |
| işlerin yapılmasını bekle |
expect things to be done |
| tasarruf tasarruf planı |
thrift savings plan |
| yerden tasarruf sağlar |
saves space |
| tasarruf sağlar |
allows to save |
| tasarruf sağlar |
allows saving |
| tasarruf sağlar |
yields savings |
| zaman ve emekten tasarruf sağlar |
saves time and effort |
| zamandan ve emekten tasarruf etmenizi sağlar |
save you time and effort |
| büyük tasarruf sağlar |
enables huge savings |
| tasarruf sağlar |
saves keep |
| tasarruf sağlar |
delivers savings |
| tasarruf sağlar |
allows a saving |
| masraftan tasarruf sağlar |
saves the expense |
| bu da yerden tasarruf sağlar. |
this saves floor space. |
| depolama alanından tasarruf sağlar |
saves landfill space |
| işletme maliyetlerinden tasarruf sağlar |
saves operational costs |
| tasarruf sağlar |
provides savings |
| tasarruf sağlar |
provides save |
| zamandan, paradan ve sinirlerden tasarruf sağlar |
saves your time, money and nerves |
| şirketten tasarruf sağlar |
saves company money |