| bir öğrenciyim |
a am a student |
bir öğrenciyim terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| ben bir öğrenciyim |
i am a student |
| ben bir öğrenciyim |
i'm a student |
| ben iyi bir öğrenciyim |
i am a good student |
| ben bir öğrenciyim |
i am a student from |
| ben bir öğrenciyim |
i'm an student |
| ben, yaşındayım ve ben bir öğrenciyim |
i,m years old and i,m a student |
| geri dönen bir öğrenciyim |
i'm a returning student |
| l & # 039; ben bir öğrenciyim |
l' m a student |
| ben fransızca bir öğrenciyim |
i'm a french student |
| ben uluslararası bir öğrenciyim |
i am an international student |
| ben 25 yaşında bir öğrenciyim |
i am a 25 year old student |
| ben bir öğrenciyim |
i an student |
| evet ben bir öğrenciyim |
yes, i am a student |
| ben gerçek bir öğrenciyim |
i'm a truly student |
| ben yaşında bir öğrenciyim |
i am a years old student |
| ben bir yıldız öğrenciyim |
i'm a star student |
| ben bir öğrenciyim |
i'm a student who |
| ben kıdemli bir öğrenciyim |
i am a senior student |
| ben çok iyi bir öğrenciyim |
i a very good student |
| ben 21 yaşında bir öğrenciyim |
i am a 21 year old student |
| ben iyi bir öğrenciyim |
am a good student |
| eski bir öğrenciyim |
i'm a former student |
| ben öğrenciyim |
i am student |
| ben iyi öğrenciyim |
i am good student |
| ben öğrenciyim |
i am an student |
| ben öğrenciyim |
i'm student |
| ben öğrenciyim |
am a student |
| şu anda öğrenciyim |
i am currently a student |
| ben hala öğrenciyim |
i am still a student |
| öğrenciyim |
i a student |
| ben ingilizce öğrenciyim |
i'm student of english |
| evet, ben öğrenciyim |
yes i am student |
| burada öğrenciyim |
i'm a student here |
| ben son öğrenciyim |
i am a final student |
| ben okulda öğrenciyim |
i'm a student at school |
| üniversitede öğrenciyim |
i'm a student at the university |
| öğrenciyim |
i have been a student for |
| ben en iyi öğrenciyim |
i am a top student |
| ben harvard'da öğrenciyim |
i'm a student at harvard |
| ben öğrenciyim |
i you are a student |
| bir ... bir kırılganlık bir ... bir |
a...a brokenness a...a |
| bir tilki bir keresinde bir peynir parçasıyla bir karga uçarken görmüş |
a fox once saw a crow fly off with a piece of cheese in its |
| bir bir bir |
one-one-one |
| bir atlama, bir atlama ve bir atlama |
a hop, a skip and a jump |
| bir adama balık verin ve onu bir günlüğüne besleyin. bir adama öğret |
give a man a fish and you feed him for a day. teach a man to |
| bir başlangıç, bir orta ve bir son |
a beginning, a middle and an end |
| bir başlangıç, bir orta ve bir son sağlar |
provides a beginning, a middle, and an end |
| bir ... bir bakış ... bir |
a...gaze upon...a |
| bir yay, özel bir tel ile kuvvetlice gerilmiş esnek bir çubuk gibidir. |
a bow is like a flexible rod which strongly strained with a special string. |
| bir tarafa verilen herhangi bir bildirim veya başka bir iletişim |
any notice or other communication given to a party |