| tüm maddi yönleriyle |
complied in all material respects with the |
tüm maddi yönleriyle terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| tüm maddi yönleriyle |
in all material aspects |
| tüm maddi yönleriyle adil bir şekilde sunmak |
present fairly, in all material respects |
| tüm maddi yönleriyle adil bir şekilde ifade edilmiştir |
is fairly stated in all material respects |
| maddi açıdan tüm yönleriyle adil olarak sunmak |
present fairly, in all material aspects, the financial |
| tüm maddi yönleriyle adil bir şekilde sunmak |
present fairly, in all material aspects |
| tüm yönleriyle |
all aspects |
| tüm yönleriyle dokunur |
touches all aspects |
| tüm önemli yönleriyle |
in all significant aspects |
| tüm yönleriyle ilgili olarak |
with respect to all aspects of |
| tüm yönleriyle |
throughout all aspects of |
| tüm yönleriyle mücadele |
tackle all aspects |
| tüm yönleriyle ilgilenmek |
deal with all aspects |
| tüm yönleriyle ilgili |
concerned with all aspects |
| tüm yönleriyle dokundu |
touched all aspects |
| ile ilgili tüm yönleriyle |
in all aspects relating to |
| tüm yönleriyle ele almak |
handling all aspects |
| tüm yönleriyle destek |
underpin all aspects |
| tüm yönleriyle gerçekleşti |
performed all aspects |
| ve diğer tüm yönleriyle |
and all other aspects |
| tüm yönleriyle ele al |
address all aspects |
| tüm yönleriyle ele alır |
handles all aspects |
| tüm yönleriyle nüfuz |
permeate all aspects of |
| tüm yönleriyle rehberlik etmek |
to guide all aspects |
| yönleriyle |
facets |
| güçlü yönleriyle oynamak |
play to their strengths |
| gibi yönleriyle |
in aspects such as |
| yönleriyle |
on aspects |
| yönleriyle ilgili |
concerning aspects |
| güçlü yönleriyle oynadı |
played to its strengths |
| mülkiyet haklarının ticarete ilişkin yönleriyle ilgili anlaşma |
agreement on trade related aspects of property rights |
| farklı yönleriyle ilgilenmek |
dealing with different aspects of |
| bazı yönleriyle ilgilenmek |
deal with some aspect |
| zayıf yönleriyle mücadele |
tackle their weaknesses |
| bazı yönleriyle anlaşmak |
agree in some aspects |
| yönleriyle ilgili sunumlar |
presentations on aspects |
| gibi yönleriyle ilgili olarak |
with regard to aspects such as |
| güçlü yönleriyle |
on its strengths |
| pratik yönleriyle ilgili olarak |
with regard to practical aspects |
| diğer yönleriyle, olumsuz olarak göze çarpmamak yeterliydi. |
in other aspects it was enough not to stand out negatively. |
| güçlü yönleriyle oynamak |
play to its strengths |
| yönleriyle yardım etmek |
assist with aspects |
| çeşitli yönleriyle |
in its several aspects |
| diğer yönleriyle olduğu gibi |
as in other aspects |
| güçlü yönleriyle oynamak |
playing to their strengths |
| fikri mülkiyetin ticaretle ilgili yönleriyle ilgili anlaşmalar |
agreements on trade-related aspects of intellectual property |
| maddi o maddi olmayan |
tangible o intangible |
| maddi ve maddi olmayan |
tangible and intangible |
| maddi ve maddi olmayan varlıklar |
tangible and intangible assets |
| maddi ve maddi olmayan duran varlıklar |
tangible and intangible property |
| maddi veya maddi olmayan |
tangible or intangible |