içinde bulunduğun durum

içinde bulunduğun durum teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
içinde bulunduğun durum situation you are in

içinde bulunduğun durum terimi için benzer kelimeler ve anlamları
içinde bulunduğun durum situation you were in
içinde bulunduğun için for being in
içinde bulunduğun anı sev love this moment
bulunduğun pozisyon position you hold
bulunduğun yer the place you are from
katkıda bulunduğun that you contribute
suçlu bulunduğun için for being found guilty
ne zaman bulunduğun whenever you are located
durum ve durum state and condition
acil durum acil durum planı emergency contingency plan
durum ve durum status and condition
durum ve durum status and state
acil durum acil durum contingency emergency
durum önceki durum situation ex ante
acil durum öncesi ve acil durum pre-emergency and emergency
en iyi durum ve en kötü durum senaryoları best-case and worst-case scenarios
en kötü durum ve en iyi durum worst case and best case
mevcut durum ve durum the current situation and status
durum farklarına göre durum state by state differences
durum aramaları için durum state to state calls
borçlunun verdiği bir rehinten doğan durum veya durum the status or condition arising from a pledge by a debtor of
1. sizin için herhangi bir tıbbi durum veya ilgili durum 1. any medical condition or related condition for which you
içinde bir durum a situation in which
içinde bulunduğu durum a condition in which
kendimizi bir durum içinde buluruz we find ourselves in a situation
kendini durum içinde buldum found yourself in situation
kendini bir durum içinde buldum found himself in a situation
içinde bir durum in it a situation
içinde bulunduğu bir durum a condition in which distant
içinde bulunduğu durum the condition it was in
ilçe içinde ve içinde in and for said county
siyahın içinde ki beyaz beyazın içinde ki siyah ying and yang
içinde ve içinde yolculuk travel to and within
hem içinde hem de içinde both across and within
saatler içinde ve saatler içinde clocking in and clocking out
güven içinde ve güven içinde in confidence and in trust
içinde ve içinde over and within
içinde veya içinde at or within
güvenli ve tanınmış sınırlar içinde barış içinde in peace within secure and recognized borders
atfedilen durum ascribed status
ilişkili durum associated statehood
durum bilgisi case grammar
belirtilen durum case stated
durum circumstance
durum kodu kaydı condition code register
durum kodları condition codes
kritit durum conjuncture
acil durum ücreti contingency fee
acil durum fonu contingency fund
acil durum karşılığı contingency reserve