| içinde bulunduğu durum |
a condition in which |
içinde bulunduğu durum terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| içinde bulunduğu bir durum |
a condition in which distant |
| içinde bulunduğu durum |
the condition it was in |
| içinde bulunduğu toplum |
society in which |
| içinde bulunduğu ortam |
medium in which |
| içinde bulunduğu kültürler |
cultures in which |
| içinde bulunduğu form |
the form that it is in |
| içinde bulunduğu topluluklar |
communities in which |
| içinde bulunduğu |
within which it is situated |
| içinde bulunduğu bilgiler |
information housed in |
| doğası gereği veya içinde bulunduğu koşullar |
work which by its nature or the circumstances in which it is |
| yuvarlak çıkıntıların bulunduğu |
nubbed |
| bulunduğu yer |
where it's at |
| bulunduğu gibi |
as found |
| bulunduğu |
it is located |
| bulunduğu yer |
where it's at |
| imzanın bulunduğu yere şahit olmak |
in witness whereof the undersigned |
| bulunduğu |
being located |
| bulunduğu yer |
where it exists |
| deniz bulunduğu |
sea-located |
| bulunduğu yer |
place in which |
| bulunduğu sokak |
located street |
| bulunduğu yerde |
at its location |
| bunların bulunduğu yer |
where these exist |
| hak ihlalinde bulunduğu iddia edilen materyal |
allegedly infringing material |
| taahhütte bulunduğu iddia edildi |
alleged to have committed |
| bulunduğu yerde |
in its location |
| bulunduğu yer |
the location where |
| evin bulunduğu |
the house is located |
| kayıtlı ofisinin bulunduğu |
whose registered office is situated |
| tesislerin bulunduğu yerler |
where facilities exist |
| bulunduğu yer |
where it has |
| şirketin bulunduğu yer |
where the company is located |
| bulunduğu yer |
where it's located |
| şirketin bulunduğu yer |
where the company resides |
| başvuranın bulunduğu yer |
location of the applicant |
| atıfta bulunduğu anlaşıldı |
understood as referring to |
| bulunduğu yer |
the location of which |
| bulunduğu yerlerde |
in locations where |
| şu anda bulunduğu |
is currently located |
| bulunduğu yerde kal |
remain located |
| tesisin bulunduğu yer |
location of facility |
| bulunduğu için |
for being located |
| hak ihlalinde bulunduğu iddia edilen yazılım |
allegedly infringing software |
| başvuruda bulunduğu kabul edildi |
considered to apply |
| hak ihlalinde bulunduğu iddia edilen materyal |
alleged infringing material |
| bulunduğu konumda |
in a position where |
| bu hakların bulunduğu yerler |
where such rights exist |
| müşterinin bulunduğu yerde |
at the customer's location |
| işletmenizin bulunduğu yer |
where your business is located |
| katkıda bulunduğu bilinmektedir |
are known to contribute to |