ortak bir çaba gerekiyordu

ortak bir çaba gerekiyordu teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
ortak bir çaba gerekiyordu a joint effort was needed to

ortak bir çaba gerekiyordu terimi için benzer kelimeler ve anlamları
çaba sarf edilmesi gerekiyordu efforts had to be made
daha fazla çaba gerekiyordu greater effort was needed
çaba sarfetti ve hala çaba sarfetti has exerted and still exerts
daha fazla çaba için çaba sarf edilmiştir efforts have been made to further
ortak bir çaba içinde in a joint effort
ortak bir çaba a collaborative effort
ortak bir çaba oldu was a joint effort
ortak bir çaba içinde in a common effort
ortak bir çaba içinde birleşmişlerdir are united in a joint effort
arasında ortak bir çaba a joint effort between
ortak bir çaba olarak as a collaborative effort
ortak bir çaba ile through a joint effort
ortak bir çaba sarf etmiş olmak have mounted a concerted effort to
ortak bir çaba a joint endeavour
ortak çaba collaborative effort
ortak çaba joint effort
ortak çaba a joint effort
ortak çaba common effort
ortak çaba joint endeavour
ortak çaba göstermek make joint efforts
ortak çaba shared effort
bu ortak çaba this joint effort
ortak çaba common endeavour
ortak çaba collegial effort
devam eden ortak çaba ongoing joint effort
ortak çaba göstermek make a joint effort
ortak çaba common striving
ortak çaba göster take a collaborative effort
çocuğa bakmakta ortak çaba. joint effort in caring for the child.
operasyon ortak çaba operation joint effort
ortak çaba gerektirir requires a joint effort
daha fazla ortak çaba further joint efforts
ortak çaba sarf etmek engage joint efforts
ortak çaba gerektirir require common effort
ortak birleşmiş milletler çaba joint united nations effort
ortak çaba joint effort with
ortak çaba geliştirmek develop joint efforts
ortak çaba sarf ederek by making a joint effort
bir şeyler olması gerekiyordu somethings are meant to be
bir yol bulmam gerekiyordu i needed to find a way
bir şey olması gerekiyordu it is meant to be something
bir toplantı yapılması gerekiyordu is supposed to have a meeting
bir şey yapması gerekiyordu supposed to do something
bir şey yapmam gerekiyordu i was meaning to do something
bir değişiklik gerekiyordu supposed a change
hızlı bir şekilde yapılması gerekiyordu had to be done quickly
bir gelişme olması gerekiyordu was meant to be an improvement
ortak bir yasada ortak partner in a common law
olması gerekiyordu are supposed to
gerekiyordu was supposed to