| yapmam gerektiğini söyledi |
said that i should |
yapmam gerektiğini söyledi terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| ne yapmam gerektiğini söyledi |
told what to do |
| yapmam gerektiğini düşündüm |
i thought i should |
| yapmam gerektiğini mi düşünüyorsun |
do you think i should |
| yapmam gerektiğini hissettim |
i felt i should |
| yapmam gerektiğini biliyordum |
i knew i should have |
| yapmam gerektiğini hissediyorum |
i feel i must |
| yapmam gerektiğini biliyordum |
i knew i should |
| yapmam gerektiğini önerdi |
suggested that i should |
| yapmam gerektiğini biliyorum |
i know i was supposed to |
| yapmam gerektiğini düşündüm |
i assumed i should |
| yapmam gerektiğini düşündüm |
i figured i should |
| ne zaman yapmam gerektiğini söyle |
tell me when i should |
| ne yapmam gerektiğini düşünüyorsun |
what do you think i should do |
| yapmam gerektiğini biliyordum |
i knew i was supposed to |
| yapmam gerektiğini hiç düşünmedim |
i never thought i should |
| yapmam gerektiğini düşündüm |
thought i should |
| olması gerektiğini söyledi |
suggested that there should be |
| daha yapılması gerektiğini söyledi |
urged that more be done |
| başkalarına ne yapmaları gerektiğini söyledi |
told others what to do |
| gitmem gerektiğini söyledi |
told me i had to go |
| o söyledi o söyledi |
he said she said |
| gerektiğini |
ought |
| onlara ne yapmaları gerektiğini söyle |
tell them what to do |
| olması gerektiğini düşünüyorum |
i think it must be |
| ne gerektiğini biliyor |
knows what it takes |
| ne gerektiğini biliyorum |
i know what it takes |
| bilmem gerektiğini düşünüyorum |
i don't think i should |
| ne gerektiğini biliyoruz |
we know what it takes |
| olması gerektiğini düşünüyorum |
i think it should be |
| ne gerektiğini biliyor |
know what it takes |
| sormam gerektiğini düşündüm |
i thought i'd ask |
| bilmen gerektiğini düşündüm |
thought you should know |
| olması gerektiğini savun |
argue that there should be |
| bilmen gerektiğini düşündüm |
i thought you should know |
| lütfen kayıtları saklamamız gerektiğini unutmayın |
please note that we are required to retain records |
| hatırlanması gerektiğini |
should be remembered that |
| bunun bir problem teşkil etmesi gerektiğini sanmıyorum |
i do not think that should pose a problem |
| gitmeleri gerektiğini hissediyorum |
feel they must leave |
| işaret etmem gerektiğini düşünüyorum |
i feel i should point out |
| araman gerektiğini anladın |
you understand that you should seek |
| bilmemiz gerektiğini biliyoruz |
we know we should |
| bilmemiz gerektiğini biliyorum |
i know we should |
| olması gerektiğini önerdi |
proposed that it should |
| bildirmem gerektiğini anlıyorum |
i understand that i am required to notify |
| ne gerektiğini anlıyoruz |
we understand what it takes |
| ne gerektiğini öğren |
learn what it takes |
| ne zaman dikkate alınması gerektiğini |
points to consider when |
| ona yapması gerektiğini söyledim |
i told him he should |
| her çalışanın uyması gerektiğini biliyorum |
i understand that every employee is required to comply with |
| bu işaret bu ürünün olmaması gerektiğini gösterir |
this marking indicates that this product should not be |