bunun bir problem teşkil etmesi gerektiğini sanmıyorum

bunun bir problem teşkil etmesi gerektiğini sanmıyorum teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
bunun bir problem teşkil etmesi gerektiğini sanmıyorum i do not think that should pose a problem

bunun bir problem teşkil etmesi gerektiğini sanmıyorum terimi için benzer kelimeler ve anlamları
sanmıyorum sanmıyorum i don't think i will
hiç sanmıyorum sanmıyorum i don't think i've ever
sanmıyorum sanmıyorum i don't think he does
sanmıyorum sanmıyorum i dont't think so
hiç sanmıyorum sanmıyorum i don't think i ever
teşkil etmek veya teşkil etmek olarak yorumlanmak constitute or be construed as constituting
bunun iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum i don't think it's a good idea
bunun iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum i don't think that is a good idea
bu bir problem teşkil ediyor this poses a problem
herhangi bir problem teşkil etmek pose any problem
gerçek bir problem teşkil etmek pose a real problem
bunun doğru olduğunu sanmıyorum. i don't think it's true
bunun olacağını sanmıyorum i do not think this will happen
problem teşkil etmek pose problems
problem teşkil ediyor poses a problem
problem teşkil eder poses problems
problem teşkil etmez poses no problem
problem teşkil etmek pose no problem
problem teşkil etmez does not pose a problem
problem teşkil eder constitutes a problem
bunun yerine, saldırganın kullanıcıları ziyaret etmeye ikna etmesi gerekir instead, an attacker would have to convince users to visit t
bir şey bilmen gerektiğini düşünüyorum think you should know something
bir şeyin değiştiğini sanmıyorum i don't think something changed
bir bitiş çizgisine dair bazı fikrim varsa, sanmıyorum. if i'd had some set idea of a finish line, don't you think i
bunun için problem yapmak make problems for so
gerektiğini ought
onlara ne yapmaları gerektiğini söyle tell them what to do
olması gerektiğini düşünüyorum i think it must be
yapmam gerektiğini düşündüm i thought i should
ne gerektiğini biliyor knows what it takes
ne yapmam gerektiğini söyledi told what to do
ne gerektiğini biliyorum i know what it takes
yapmam gerektiğini mi düşünüyorsun do you think i should
bilmem gerektiğini düşünüyorum i don't think i should
ne gerektiğini biliyoruz we know what it takes
yapmam gerektiğini hissettim i felt i should
olması gerektiğini düşünüyorum i think it should be
ne gerektiğini biliyor know what it takes
yapmam gerektiğini biliyordum i knew i should have
sormam gerektiğini düşündüm i thought i'd ask
yapmam gerektiğini hissediyorum i feel i must
bilmen gerektiğini düşündüm thought you should know
yapmam gerektiğini biliyordum i knew i should
olması gerektiğini savun argue that there should be
bilmen gerektiğini düşündüm i thought you should know
yapmam gerektiğini önerdi suggested that i should
lütfen kayıtları saklamamız gerektiğini unutmayın please note that we are required to retain records
hatırlanması gerektiğini should be remembered that
yapmam gerektiğini biliyorum i know i was supposed to
gitmeleri gerektiğini hissediyorum feel they must leave