başlangıçtaki fark

başlangıçtaki fark teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
başlangıçtaki fark difference at the beginning

başlangıçtaki fark terimi için benzer kelimeler ve anlamları
başlangıçtaki nakit bakiyesi beginning cash balance
başlangıçtaki abd onay initial u.s. approval
başlangıçtaki seviyeler levels at baseline
başlangıçtaki% 38'lik bir kayıp a loss of 38% of the initial
başlangıçtaki on altıncı resital the sixteenth recital in the preamble
başlangıçtaki basınç pressure at start
başlangıçtaki ifadeler statements in preamble
başlangıçtaki ortalama the mean at baseline
başlangıçtaki hastalar patients at baseline
başlangıçtaki oranlar rates at inception
başlangıçtaki en yoğun yaş the peak age of onset
başlangıçtaki özellikler. characteristics at baseline.
başlangıçtaki yıllık hesaplar olarak kabul edilir are considered to be initial annual accounts
başlangıçtaki dönem period at the beginning
başlangıçtaki satır line at the beginning
başlangıçtaki defter değerlerine aktarılır transferred to the initial carrying amounts
başlangıçtaki finansman finances at the start
başlangıçtaki nakit ödeme initial cash consideration
başlangıçtaki satışlar sales at the beginning
başlangıçtaki resitaller recitals in the preamble
başlangıçtaki onuncu resital tenth recital in the preamble
başlangıçtaki puanlar scores at baseline
fark-içinde-fark difference-in-difference
ortak fark common difference
fark difference
fark halkası difference ring
fark eşiği difference threshold
fark kayıt differencing
fark oranı differential rate
fark gözetmek discriminate
fark gözeten discriminative
sonlu fark finite difference
fark edilemez imperceptibility
farkedilir fark just noticeable difference
bir fark yarat make a difference
fark noticeably
fark noticed
fark noticing
potansiyel fark potential difference
fark realising
fark realizing
standart fark hatası standard error of difference
simetrik fark symmetric difference
fark yarat make the difference
fark yaratır makes a difference
fark ettim i realised
büyük fark yarat make a big difference
fark yarat make all the difference
fark eder, önemi var it matters
gerçek bir fark yarat make a real difference