| gerçekten çok çalışmak zorunda |
have to work really hard |
gerçekten çok çalışmak zorunda terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| gerçekten çok çalışmak zorunda kalacağım |
i will have to work really hard |
| gerçekten, gerçekten, gerçekten |
really, really, really |
| çok çalışmak zorunda kaldım |
i had to work hard |
| çok çalışmak zorunda kaldım |
i had to study a lot |
| daha çok çalışmak zorunda |
has to work harder |
| zorunda kalmak zorunda |
forced into having to |
| zorunda kalmak zorunda kaldım |
i'd be forced to |
| zorunda olmak zorunda |
is forced to have |
| çok çalışmak mı zor çalışmak mı? |
working hard or hardly working? |
| gerçekten çok çalışmak |
working really hard |
| gerçekten çok çalışmak zorundaydım |
i had to work really hard |
| çalışmak zorunda |
forced to work |
| geç çalışmak zorunda kaldım |
i had to work late |
| çalışmak zorunda |
are forced to work |
| üzerinde çalışmak zorunda |
have to be worked on |
| fazla çalışmak zorunda |
forced to overwork |
| yarın çalışmak zorunda |
have to work tomorrow |
| birlikte çalışmak zorunda |
forced to work together |
| birlikte çalışmak zorunda kaldı |
had to work together |
| fazladan çalışmak zorunda |
has to work extra hard |
| yeniden çalışmak zorunda |
have to rework |
| çalışmak zorunda |
obligated to work |
| ders çalışmak zorunda |
are forced to study |
| işçiler düzenli olarak çalışmak zorunda kalmayacak |
workers shall not on a regular basis be required to work |
| 24 saat çalışmak zorunda |
forced to work off the clock |
| çalışmak zorunda kaldım |
i was forced to work |
| bu yüzden çalışmak zorunda kaldım |
so i had to function |
| sıkı çalışmak zorunda kaldı |
had to work hard |
| çalışmak zorunda |
is having to work |
| gerçekten olmak zorunda |
indeed has to be |
| gerçekten zor olanı izlemek zorunda |
have to really monitor certain difficult |
| gerçekten oynamak zorunda |
must indeed play |
| çalışmak ve ders çalışmak |
working and studying |
| çalışmak için çalışmak |
to work in condition to perform |
| hem ders çalışmak hem de çalışmak |
both studying and working |
| ders çalışmak ve çalışmak |
studying and working |
| çalışmak ya da çalışmak |
work or working |
| çalışmak ve ders çalışmak |
is to work and study |
| çalışmak gerçekten bir zevkti |
it has truly been a pleasure to work with |
| gerçekten ve gerçekten |
really and truly |
| gerçekten ama gerçekten |
really really |
| gerçekten gerçekten istiyorum |
really really want |
| gerçekten, gerçekten zor |
really, really hard |
| gerçekten, gerçekten üzgünüm |
i'm really, really sorry |
| ben gerçekten, gerçekten |
i really, really |
| gerçekten, gerçekten bunu sevdim |
i really, really like that |
| gerçekten gerçekten önemsiyorum |
really really care |
| gerçekten gerçekten senden hoşlanıyorum |
really really like you |
| seni gerçekten gerçekten özledim |
i really really miss you |
| çok ya da çok çalışmak |
working hard or hardly |