| ailesinin araçları var |
her family has means |
ailesinin araçları var terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| ailesinin koynunda |
bosom of his family |
| kraliyet ailesinin bir üyesi |
a member of the royal family |
| ailesinin üyeleri |
members of his family |
| babanın ailesinin yanında |
father's side of the family |
| ailesinin arması |
family's crest |
| kenevir ailesinin |
of the hemp family |
| ailesinin isteklerine karşı |
against his parents wishes |
| olimpiyat ailesinin üyeleri için ........................... |
for members of the olympic family........................... |
| yakın ailesinin üyeleri |
members of his immediate family |
| smith ailesinin |
of the smith family |
| ailesinin yetkisi |
authority of his parents |
| ailesinin soyadlarından oluşmuş, |
made up of the respective surnames of his parents, |
| ailesinin reddi |
rejection of his family |
| birleşmiş milletler ailesinin sierra leone için ortak görüşü |
joint vision of the united nations family for sierra leone |
| trastamara ailesinin elleri ve sonrasında |
hands of the trastamara family and subsequently |
| kraliyet ailesinin üyesi |
member of the royal family |
| ailesinin güvenliği |
safety of her family |
| kaktüs ailesinin bir üyesi |
member of the cactus family |
| politika araçları ve araçları |
policy tools and instruments |
| başa çıkmak için araçları var |
has the means to cope |
| bir elin nesi var iki elin sesi var |
two heads are better than one |
| orada bir irade var, bir yolu var |
where there's a will, there's a way |
| orada bir irade var bir yolu var |
where there's a will there's a way |
| orada bir irade var bir yolu var |
there's a will there's a way |
| var var |
there are existing |
| aralarında fark var bir dünya var |
there is a world of difference between |
| var var |
there do exist |
| var olan argümanlar var |
there are arguments that |
| bir istek var bir yol var |
there is a will there's is a way |
| hala belli bir var var |
there still exists a certain |
| bir sorunuz var veya yardıma ihtiyacınız var |
have a question or need assistance |
| bir istek var, bir yol var |
there's a will, there0s a way |
| geçerli hakları var veya var |
owns or has valid rights |
| erişimi var veya var |
has or has access |
| var olmak için bir nedeni var |
have a reason to exist |
| ihtiyacım var daha fazlasına ihtiyacım var |
need i need more |
| kitle iletişim araçları |
mass media |
| öz sermaye araçları |
equity instruments |
| emniyet araçları |
safety equipment |
| iletişim araçları |
means of communication |
| kedi araçları |
cat tools |
| ticaret araçları |
tools of the trade |
| borçlanma araçları |
debt instruments |
| politika araçları |
policy instruments |
| para piyasası araçları |
money market instruments |
| taşıma araçları |
means of transportation |
| güç araçları |
power utilities |
| yazılım araçları |
software tools |
| politika araçları |
policy tools |
| iletişim araçları |
communication tools |