| esas olan |
essentiality for |
esas olan terimi için benzer kelimeler ve anlamları
|
| esas olarak esas olarak |
on principal to principal basis |
| esas olan göze görünmez. |
what is essential is invisible to the eye. |
| yapım sırasında geçerli olan listeler esas alınmıştır. |
the lists valid during the making were used as basis |
| arasında esas olan |
principal among |
| esas olarak eşdeğer t olan imtiyazlar şeklinde |
in the form of concessions having substantially equivalent t |
| esas olarak aktif olan |
which is mainly active |
| esas olan |
journey the essential |
| esas olan başarısızlık |
failure of the essential |
| gelişmekte olan ve gelişmekte olan ülkeler |
developing and emerging countries |
| gelişmekte olan ve gelişmekte olan ülkeler |
emerging and developing countries |
| saf olan her şey saf olan |
to the pure all things are pure |
| gelişmekte olan piyasa ve gelişmekte olan ekonomiler |
emerging market and developing economies |
| gelişmekte olan ekonomileri olan ülkeler |
countries with emerging economies |
| gelişmekte olan piyasalar ve gelişmekte olan ülkeler |
emerging markets and developing countries |
| gelişmekte olan ülkeler ve geçiş sürecinde olan ekonomiler |
developing countries and economies in transition |
| gelişmekte olan pazar ve gelişmekte olan ülkeler |
emerging market and developing countries |
| gelişmekte olan ve gelişmekte olan ülkelerde |
in emerging and developing countries |
| gelişmekte olan veya gelişmekte olan ülkeler |
developing or emerging countries |
| gelişmekte olan ülkeler ve gelişmekte olan ekonomiler |
developing countries and emerging economies |
| neden olan veya neden olma ihtimali yüksek olan tanınan tehlikeler |
recognized hazards that are causing or are likely to cause |
| gelişmekte olan ekonomileri olan ülkeler |
countries with developing economies |
| esas önemliler |
bare necessities |
| esas |
merits |
| esas-olmayan |
non-substantive |
| esas |
predicated |
| esas kiriş |
principal rafter |
| esas rütbe |
substantive rank |
| esas rol |
key role |
| muhtıra ve esas sözleşmede |
memorandum and articles of association |
| esas olarak |
mainly because |
| esas olarak |
mainly due to |
| esas alınacak |
will be based |
| münhasır esas |
exclusive basis |
| brüt esas |
gross basis |
| esas olarak |
is mainly |
| esas yer |
principal place |
| esas olması |
substantivity |
| esas olarak aynı |
substantially the same |
| esas olarak formda |
in substantially the form |
| esas olarak |
mainly for |
| esas alınarak hesaplanmıştır |
calculated based on |
| esas olarak |
mainly about |
| esas alınır |
is predicated upon |
| esas olarak bütün varlıkların |
substantially all of the assets |
| esas olarak |
on a per basis |
| esas nokta |
essential point |
| esas almak |
take as a basis |
| esas olarak |
mainly based on |
| ücret esas kodu |
fare basis code |
| ama esas olarak |
but mainly |