nadir bir fırsat vermek

nadir bir fırsat vermek teriminin Türkçe - İngilizce sözlükteki anlamı

Türkçe İngilizce
nadir bir fırsat vermek give a rare opportunity

nadir bir fırsat vermek terimi için benzer kelimeler ve anlamları
nadir nadir rare unusual
nadir bir fırsat a rare opportunity
için nadir bir fırsat oldu have had the rare opportunity to
nadir bir fırsat sağlar provides a rare opportunity
çalışmak için nadir bir fırsat rare opportunity to study
için nadir bir fırsat rare opportunity for
nadir fırsat rare opportunity
nadir fırsat ne zaman the rare occasion when
kiralamak, kiraya vermek, alt lisans vermek, ödünç vermek veya devretmek rent, lease, sublicense, lend or transfer
makul bir fırsat vermek afford a reasonable opportunity
makul bir fırsat vermek give a reasonable opportunity to
eşsiz bir fırsat vermek afford a unique opportunity
fırsat vermek afford an opportunity
fırsat vermek give an opportunity
fırsat vermek afford the opportunity
fırsat vermek giving the opportunity
fırsat vermek giving opportunities
bana fırsat vermek giving me the opportunity
fırsat vermek give occasion to
fırsat vermek give opportunities
fırsat vermek grant an opportunity
onlara fırsat vermek giving them the opportunity
fırsat vermek give a opportunity
insanlara fırsat vermek give people the opportunity
sana fırsat vermek giving you the opportunity
bize fırsat vermek giving us the opportunity to
fırsat vermek entail an opportunity
cevap vermek için fırsat vardı had the opportunity to respond
fırsat vermek giving an occasion
bulmak için fırsat vermek give the opportunity to find out
cevap vermek için fırsat opportunity to reply
sekreteryaya fırsat vermek provide an opportunity for the secretariat
fırsat vermek give opportunities for
fırsat vermek granting the opportunity
çocuklara fırsat vermek give children opportunities to
daha fazla fırsat vermek give greater opportunity
fırsat vermek post an opportunity
nadir kuş, bir rare bird, a
nadir bir durum a rare occurrence
bu nadir bir durumdur this is rarely the case
nadir bir şey rare thing
nadir bir cins a rare breed
nadir bir manzara a rare sight
bir zamanlar nadir düşünülmüş once thought rare
nadir bir hareketle in a rare move
nadir bir kuş a rare bird
nadir bir durumdur is a rare occurrence
nadir bir fikir a rare insight
nadir bulunan bir keşif a rare find
nadir bir kanser a rare cancer