afford a reasonable opportunity

afford a reasonable opportunity teriminin İngilizce - Türkçe sözlükteki anlamı

İngilizce Türkçe
afford a reasonable opportunity makul bir fırsat vermek

afford a reasonable opportunity terimi için benzer kelimeler ve anlamları
shall afford all reasonable opportunity makul olan tüm fırsatlara sahip olacak
afford an opportunity fırsat vermek
afford the opportunity fırsat vermek
to afford them the opportunity onlara fırsat tanımak
afford a unique opportunity eşsiz bir fırsat vermek
at reasonable times and in reasonable places makul zamanlarda ve makul yerlerde
reasonable opportunity makul fırsat
a reasonable opportunity makul bir fırsat
earliest reasonable opportunity en erken makul fırsat
after reasonable opportunity makul bir fırsattan sonra
at the earliest reasonable opportunity en erken makul fırsatta
give a reasonable opportunity to makul bir fırsat vermek
given a reasonable opportunity makul bir fırsat verildi
reasonable opportunity to act harekete geçmek için makul bir fırsat
shall be afforded reasonable opportunity makul bir fırsat tanınacaktır
reasonable opportunity to obtain elde etmek için makul bir fırsat
have a reasonable opportunity makul bir fırsata sahip olmak
reasonable opportunity to act on it harekete geçmek için makul bir fırsat
reasonable opportunity to present its case davasını sunmak için makul bir fırsat
provided a reasonable opportunity makul bir fırsat sağladı
afford parası yetmek
can afford karşılayabilmek
can't afford göze alamaz
cannot afford göze alamaz
i can't afford göze alamaz
could not afford ödeyemiyor
could afford karşılayabilir
i can afford maddi gücüm yetiyor
afford to pay ödemeye yeterli gücü olmak
you can afford karşılayabilirsin
afford to buy satın almak
ill afford kötü para
we cannot afford göze alamayız
we can't afford göze alamaz
able to afford ödeyebilen
we can afford gücümüz yeter
i cannot afford param yetmez
be able to afford masrafı karşılayabilmek
afford to lose kaybetmek
afford the cost masrafı karşılamak
afford for parası yetmek
afford protection koruma sağlamak
unable to afford göze alamaz
couldn't afford göze alamazdı
can you afford karşılayabilir misin
they can afford karşılayabilirler
afford access erişim sağlamak
cannot afford to pay ödemeyi göze alamaz
to be able to afford something bir şeyi karşılayabilme
can ill afford göze alamaz